29 Ocak 2018 Pazartesi

DEMİR EKSİKLİĞİ İHMAL EDİLMEMESİ GEREKEN BİR RAHATSIZLIKTIR…

Şikayetlerin ve belirtilerin olup olmadığına bakılmaksızın, demir eksikliği tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Altta yatan sebep bulunmalı ve demir depoları doldurulmalıdır. Aksi taktirde, organ hasarları ve aneminin ilerleme riski mevcuttur. Konu ile ilgili Medigold Sultan Hastanesinden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Metin Kolak bilgi verdi.


”Dünya sağlık örgütünün tarifine göre anemi (kansızlık); hemoglobin (Hb) değerinin 15 yaş üstü erkeklerde 13 gr/dl altında, 15 yaş üstünde kadınlarda 12 gr/dl altında, gebelerde 11 gr/dl altında olması olarak tanımlanır. Dünya nüfusunun yüzde 30’dan fazlası anemiktir ve bunların da yarısının sebebi demir eksikliğine bağlıdır.

Belirtilere dikkat!
 Bazı hastaların şikayeti olmayabilir ancak genellikle;
-          Halsizlik,
-          Güçsüzlük,
-          Nefes darlığı,
-          Kalp çarpıntısı,
-          Kalp hastalarında koroner yetmezlik belirtileri oluşmasa, koroner yetmezlik şikayetlerinde artma,
-          Göğüs ağrısı,
-          Baş ağrısı,
-          Çabuk yorulma,
-          Depresyon,
-          Çocuklarda gelişme geriliği,
-          Huzursuz ayak sendromu,
-          Üşüme, ellerde ayaklarda soğukluk ve karıncalanma,
-          Baş dönmesi, göz kararması, kulak çınlaması,
-          Kadınlarda adet bozuklukları,
-          Renkte solukluk, cilt kuruması, saç dökülmesi, tırnak bozuklukları gibi belirtiler de görülebilir.     
-                                                                                                             
Anemi olmadan demir eksikliği.
Bu belirtilerin pek çoğu demir eksikliği olan fakat henüz anemi gelişmemiş olan kişilerde de görülebilir. Bu kişilerde, demir tedavisi yapılarak ilerde anemi (kansızlık) gelişmesi ve bu şikayetlerin oluşması önlenebilir.


Demir eksikliği nedenleri.
Demir eksikliği veya demir eksikliği anemisi tedavisinden önce, özellikle erkeklerde ve menopoz sonrası kadınlarda ve tüm hastalarda altta yatan sebep araştırılmalıdır.
-          Yeni başlayan demir eksikliğinin mide-bağırsak sisteminde yeni başlayan bir malignitenin (anserin-tümörün) belirtisi olabileceği araştırılmalıdır.
-          Adet gören kadınlarda adet kanaması sıklığı ve çokluğu,
-          Beslenme yetersizliği,
-          İdrar yolu taşları,
-          Hemoroidler,
-          Bağırsak polipleri, divertiküller
-          Mide ülserleri ve kanamalar,
-          Ülseratif kolit demir eksikliğinin başlıca sebeplerindendir.
-           
 Tedaviler kişiye özel planlanır.
Tedavi her hastaya göre ayrı ayrı planlanır, her hastanın tedavi şekli aynı olmaz. Öncelikle altta yatan sebep bulunup tedavisi yapılır. Uygun olan içinde demir olan ilaçlar uygulanır. Bu ilaçlar hastanın durumuna, anemi ve serum demiri miktarına göre iki şekilde uygulanır. Ağızdan kullanılanlar; Tablet, şurup, damla şeklinde. Enjeksiyon şeklinde olanlar, damara serum ile uygulananlar kas içi enjeksiyonlardır. Eğer hastanın klinik durumu gerektiriyorsa kan transfüzyonu yapılabilir. Beslenme şeklinin düzeltilmesi gerekir ayrıca asitli meyve suları ve C vitamini demir emilimini arttırır. Multivitaminler kalsiyum ve antiasitler (Mide şurupları gibi) demir emilimini azaltır. Ağızdan alınan demir preparatları (ilaçları), büyük abdestin rengini koyu kahve-siyah yapar, bazen ishal, bazen kabızlık, hazımsızlık yapabilir, ağızda metalik tat olabilir. Bu durumlarda doktorunuz gerekli önerilerde bulunup, önlemleri alır ve tedavinizin devamını sağlar. Uygun tedavi ile kan seviyesi genellikle 4 ay içinde normale gelir. Kan seviyesi normale geldikten sonra da demir depolarının dolması için tedavinin en az 3 ay daha devamı gerekir.