25 Şubat 2020 Salı

BUERGER HASTASININ AYAĞI “HİBRİT YÖNTEMLE” KURTULDU…

Türk profesörün geliştirdiği “Hibrit Yöntem” ile Buerger hastalığı artık gerileyebiliyor ya da uygun hastalarda uzuv kayıplarının önüne geçebiliyor.  Aynı yöntemle 20 yıllık Buerger hastasının ayağı kesilmekten kurtuldu.


48 yaşındaki Mustafa Kaya 20 yıl önce yakalanmış Buerger hastalığına. Uzun yıllar sigara kullanmaya devem ettiği için hastalığının iyice ilerlediğini ve ayağının kesilecek duruma geldiğini ifade eden Kaya,” Önceleri çok ciddi şikayetlerim olmadığı için sigara kullanmakta ısrarcı davrandım. Ta ki sol ayağım çürümeye başlayana kadar. Dayanılmaz ağrılar çekiyordum. Gittiğim birçok doktor da bu hastalığın kesin bir tedavisinin bulunmadığını sigarayı bırakmak zorunda olduğumu söyledi. Bıraktım bırakmasına ama bu sefer iş işten geçmişti. Her yerden aynı cevabı alıyordum ‘kesin bir tedavisi yok’. Bir gün hastane koridorunda beklerken hiç tanımadığım biri bana Yusuf hocadan bahsetti. İnternetten Prof. Yusuf Kalko’nun Buerger’le ilgili çalışmalarını inceledim ve ikna oldum. Kendisine inandım ve ameliyat olmaya karar verdim. Ameliyata girmeden önce ayağım buz gibiydi. Ameliyattan hemen sonra ayağım ısındı en önemlisi de o dayanılmaz ağrılardan kurtuldum. Uzuv kaybım da yok çok şükür. Ben artık şunu biliyorum. Hoca beni ameliyat etti hastalık bitti diye bir şey yok. Sigaraya yeniden başladığım anda bu hastalık nüks edecek biliyorum, bu yüzden Buerger hastalarına da bu anlamda çağrı yapıyorum. Lütfen sigarayı hayatınızdan tamamen çıkarın.” dedi.
Sigara kullanımına yeniden başlanması ile nüks eder.
Buerger hastalığı ile ilgili Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko ise şu bilgileri paylaştı.
”Buerger hastalığı orta ve küçük çaplı atar ve toplar damarların sigaraya bağlı olarak tıkanması ile oluşan ciddi bir rahatsızlıktır. Damarlar iltihaplı bir pıhtı ile tıkanır ve parmaklara giden kan akımı azalır. Bu damar sorunu, sigara hayatınızda var olduğu sürece devam eder. Zamanla parmaklarınızı, ellerini, ayaklarınızı, bacaklarınızı etkisi altına alır ve iyileşmeyen yaralar oluşur. Enfeksiyona bağlı bu derin yaralar eğer sigara bırakılmazsa zamanla kangrene dönüşür ve uzuv kaybına neden olur. Hastaların dörtte birinden fazlasında ise ayak ya da bacaklar kesilme aşamasına gelir. Buerger hastalığı genellikle 20 – 40 yaş arasında kendini gösteriyor. Ancak günümüzde ne yazık ki, 16-17 yaşlara kadar indiğini görüyoruz. Genelde erkek hastalığı olarak bildiğimiz bu rahatsızlığı son yıllarda kadınlarda da görmeye başladık. Buerger hastalığı sigara kullanımına bağlı gelişiyor. Ancak kapalı ortamda yoğun sigara dumanına maruz kalan ve pasif içici olarak adlandırdığımız kişiler de tehlike altında. Çünkü bu rahatsızlık aslında bir sigara alerjisi… Herkeste görülmez ancak alerjik yatkınlığınız varsa sigara kullanmasanız bile, yanınızda içilen sigaranın dumanı sizi etkiler ve rahatsızlığı ortaya çıkarır. Bu hastalıktan korunmak veya kurtulmak için sigaradan ve sigara dumanına maruz kalmaktan tamamen uzak durmak gerekir. Çünkü 30 yıl sonra ya da 50 yıl sonra eski alışkanlığınıza geri dönerseniz eski hastalığınız da size geri döner.” dedi.
Ameliyat şansı olmayan hastaların yüzünü güldüren tedavi “Hibrit Yöntemler”
Buerger tedavisinde geliştirdikleri yeni tekniklerle uygun hastalarda çok başarılı sonuçlar aldıklarını ifade eden Prof. Kalko,”Buerger hastalarında tedavinin en önemli adımı sigarayı bırakmaktır. Sigaradan uzak durulmazsa yapılan diğer tedavilerin de faydası olmaz. Medikal tedavilerde kesin olarak iyileşme şansları yoktur. Sigarayı bırakan kişilerde amputasyon (doku ve uzvun kesilmesi) riski oldukça düşüktür. Sigara bırakılmadığında ise yaralar geçmez, tekrar açılır ve çok sayıda amputasyon gerekebilir. Bu hastalığa sahip çok az sayıda hastada damarlar bypass cerrahisi için uygundur. Fakat çok sayıda hastada, hastalık tedavilere cevap vermez ve uzvun kesilmesine karar verilir. Biz damar hastalıklarında uyguladığımız Minimal İnvaziv Damar Cerrahisi yöntemini, uygun Buerger hastalarına da uyguluyoruz. Lokal anestezi ve minik kesilerle problemli bölgeye müdahale ederek bypass yapıyoruz. Bazı hastalarda bir miktar uzuv kaybı olabiliyor ama ayağı kurtarabiliyoruz bu da hasta açısından çok önemli. Yeni geliştirdiğimiz bir diğer teknik de Hibrit Yöntemler. Hibrit yöntemleri biz şah damarı hastalıklarında ve bacak damarı tıkanıklıklarında aktif bir şekilde kullanıyoruz. Aynı anda hem açık cerrahi, hem anjiyo ve balon uygulamaları ile stent uygulamalarını yapma şansı doğuruyor bize bu teknik. Dolayısı ile daha önce ameliyat şansı verilmeyen birçok hasta bundan artık faydalanabiliyor. Hibrit yöntemleri Buerger hastalarına da uygulamaya başladık. Ana damarı tıkalı olan her Buerger hastasına uygulanabiliyor. Diz, kasık, diz üstü, diz altı bölgesi tıkalı olan ve hiç kan akımı olmayan hastada bunu uygulayabiliyoruz. Buerger hastalarının damarlarını tıkayan iltihap oldukça yumuşak ve mukus kıvamında olduğu için bu damarın standart yöntemlerle temizlenmesi çok zordur. Biz geliştirdiğimiz teknikle önce 20-30 santimlik bölgeden solucan gibi olan o plağı koparmadan çekip alabiliyorsun. Sadece çıkarmak yetmiyor bu plağı aynı zamanda diz bölgesinden bir de anjiyo aleti ile giriyoruz ve ince bir tel yardımı ile küçük balonlar yaparak ayağa kadar damarını açabiliyoruz. Sonra da hem yukarı hem aşağıyı açtığımız için damarı getiriyoruz ve uç uca dikiyoruz. İki borunun birleştirilmesi gibi düşünün. Ve devamlılık sağlanıyor. Çok ciddi istirahat ağrıları olan hastalar ameliyattan hemen sonra rahatlıyor en önemlisi de uzuv kayıplarının önüne geçilmiş oluyor. Bu sayede ameliyat şansı verilmeyen birçok hastaya ameliyat şansı doğuyor. Uyguladığımız teknikte aynı anda hem açık hem kapalı yöntemler kullanıldığı için işlem süresi 1-2 saat arasında değişiyor. Belden uyuşturarak yapılıyor. Ameliyat sonrası hastaların kesinlikle sigaradan uzak durması gerekir ve ömür boyu kan sulandırıcı kullanmaları gerekir. Mustafa beyde de Hibrit Yöntemi kullandık. Sonucu oldukça başarılıydı. Hastanın çok ciddi ağrıları vardı, ayağı buz gibiydi dahası ayağını kaybetme riski yüksekti. Ameliyattan hemen sonra ayağı ısındı, ağrıları dindi, uzuv kaybı da olmadı. Bundan sonraki süreçte sigaradan kesinlikle uzak durması gerekir.” şeklinde konuştu. 

KLİP İÇİN DÖRT AYDA 50 KİLO VERDİ…




O Ses Türkiye de Hadise'nin takımında yer alan ve söylediği şarkıların yanı sıra yaptığı danslarla da adından söz ettiren Anıl Şimşek, ''Hazır mıyız '' isimli ilk single çalışmasını müzik severler'in beğenisine sundu. Şarkısı ve çektiği klip ile kısa sürede büyük ilgi gören Anıl Şimşek,yeni şarkı için de kolları sıvadı.Şarkıcı yeni çalışmasıyla  birlikte görünümünü de değiştirdi. Eski hali 150 kiloyu bulan Şimşek, dört ayda  yaklaşık 50 kilo verdi.150 kilodan 100 kiloya inen Anıl Şimşek , verdiği 50 kilonun kendisini tatmin etmediğini asıl hedefinin ikinci kliple birlikte 80 kilo olduğunu belirtti. Şarkıcı açıklamasın da ,beni kilolu halimle sevenlerim de çoktu ama hem sağlığım hem de sahnede dans edebilmem için bu kiloları vermem şarttı. Şimdiki görüntüm beni de çok mutlu etti, yeni şarkı ve klip için hazırım artık dedi.

ALTAY 5 YIL SONRA İSTANBUL GECELERİNDE!



ALTAY: ‘ARTIK ALBÜM ÇIKARTMAYACAĞIM’

Ünlü sanatçı Altay, tam 5 yılın ardından yeniden İstanbul gecelerinde sahne aldı. Muamma Ataşehir’deki sahnesi öncesi basın mensuplarıyla bir araya gelen Altay çok çarpıcı açıklamalar yaptı. Altay; ‘5 yıldır İstanbul’da sahneye çıkmamıştım. O yüzden herkesi çok özledim. Müthiş bir sahne bizi bekliyor’ dedi. Basın mensuplarının ‘Uzun süredir albüm çıkartmıyorsunuz’ şeklinde yönelttiği soruya ise; ‘Artık albüm çıkartmayacağım. İçinde 10 şarkı olan o albümler bitti artık. Tek şarkılık single yapıp, dijitale koyacağım’ diye konuştu.

24 Şubat 2020 Pazartesi

HEMOROİD TEDAVİSİNDE “LASER YÖNTEMİ”



Oldukça yaygın görülen bir hastalık olan Hemoroid yaşam kalitesini ciddi anlamda düşürmektedir. Peki hemoroidden korunmak için ne gibi önlemler almak gerekir, tedavi şekilleri nelerdir, Laser etkili bir tedavi yöntemi mi? Konu ile ilgili Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kar bilinmesi gerekenleri anlattı.
Hemoroidin çok yaygın görülen bir hastalık olduğunu ifade eden Op. Dr. Fatih Kar,”50 yaşın üzerindeki erkek ve kadınların yarısından fazlası bu sorunları yaşıyor. Nüfusun yüzde 80’i hayatında en az bir kez hemoroid hastalığının acılı sonuçlarını çekmiştir. Sağlıklı hemoroidler bir damar yumağı oluşturarak makatın tam olarak kapanmasına yardımcı olurlar. Normalde herkeste bulanan ve ciddi görevleri olan yapılardır. Makat öncelikle içteki kapatıcı kas ile kapatılır. Diğer bir deyişle sızdırmaz hale getirilir. Kas üzerindeki hemoroid yastıkçığı gaz, mukus ve sulu dışkının bağırsak içinde tutulmasını sağlar. Anal kanal içindeki cilt dokusu (anoderm) duyarlılığıyla sıvı tutma kabiliyetine yardımcı olur. Yaşamı boyunca insanların pek çoğunda bu yastıkçıklarda büyüme olduğu ya da bunların söndüğü görülür.” dedi.


Çoğu hasta konuşmaktan ve hekime gitmekten çekiniyor.
Hemoroidle ilgili alınabilecek önlemlere değinen Dr. Fatih Kar,” Hemoroid hastalığı denildiğinde bu bölgede makat iç kısımda normalde bulunan yastıkçıkların büyüdüğünü ve şikayetlere yol açtığını anlarız. Bu durum genellikle rahatsız edicidir. Kaşıntı, yanma yapar, ağrı ve kanamalara yol açabilir. Hafif hemoroidal hastalık durumlarında basit hijyenik önlemler, diyet alışkanlıklarının düzenlenmesi, sıcak su tatbiki ile şikayetler belirgin olarak gerileyebilir. İleri hemoroidal hastalık durumlarında ise kendi kendinize uygulayacağınız bu yöntemler iyileşme sağlamakta yetersiz kalabilir. Gerçi bazı hastalarda ağrılı belirtiler kaybolup şikayetler düzelebilir ancak kısa bir süre sonra yeniden geri gelirler. Sorun çözülmemiştir.
Hemoroid de dahil olmak üzere çoğu makat hastalıklarında hastalar konuşmaktan ve hekime gitmekten çekinirler. Ancak kan görüldüğü zaman doktora giderler. Bu da hastalığın ilerlemesine neden olabilir.” İfadelerini kullandı.

Tıbbi tedavinin yetersiz olduğu durumlarda birtakım girişimlerle, hastalıklı hemoroid belirtilerinin olabildiğince küçük girişimlerle giderilebilmeye çalışıldığını ifade eden eden Kar sözlerine şöyle devam etti.
Hemoroidlerin tedavisi hastalığın evrelerine göre belirlenir. Hemoroidler 4 evreye ayrılır. Başlangıç evresinde (birinci derece ve ikinci derece) ilaçla tedavi ve üstte anlattığımız yöntemler yeterli olabilir.
İleri evreler (hemoroidler her tuvalete çıkıldığında dışarı itilir) çoğunlukla müdahale gerektirebilmektedir. Peki bu hastalıkta ideal yöntem ne olmalıdır? Bu durumda hastaya en az zarar veren, mümkün olduğunca çabuk günlük yaşama tekrar geri döndürebilen, iyileşme döneminde hastada ciddi bir rahatsızlık yaratmayan, işlem sonrasında hastada herhangi bir kalıcı problem yaratmayan bir teknik seçilmelidir.
Bu amaçla düşünüldüğünde Laser Hemoroid Tedavisi yöntemi bu alandaki boşlukları dolduracak gibi durmaktadır. Peki yöntem nasıldır? Hastalarımızın bağırsak temizliği yapılmasına gerek olmadan ortalama 15-20 dakikalık bir işlemle problem yaratan hastalıklı olduğunu düşündüğümüz hemoroid yastıkçıklarının içine bu iş için özel tasarlanmış laser probları ile girilerek derin tabakalardaki damarsal yapıların dağlanması tekniğine dayanmaktadır. Bu şekilde hemoroidal hastalık birkaç hafta içinde küçülmekte ve şikayetler azalarak hastalık düzelmektedir. İşlem sonrası hasta aynı gün taburcu olabilmekte ve daha ilk dışkılamada hasta şikayetlerinin hafiflediğini hissedebilmektedir. Bu teknik son birkaç yıldır hekimlerimiz ve hastalarımız için de oldukça popüler bir yer edinmeye başlamıştır. Biz de oldukça uzun süredir hemoroidal hastalıklar ve tedavisi ile uğraşmamıza rağmen Laser hemoroid tedavisini, son dönemde uygulanan hastalardaki sonuçlarını gördükten, yan etkilerinin çok az olduğunu anladıktan ve ideal uygulama şeklini benimsedikten sonra güvenle yapabilmekteyiz. Bu şikayetle tarafımıza başvuran, uygun  hastalarımıza önerebilmekteyiz.”