22 Haziran 2020 Pazartesi

ÇOCUKLARIMIZI GÖTÜRECEKLER AZİZİM...


























"Çocuklarımızı götürecekler azizim"...

Bundan 3 yıl önce Yavuz hoca ( Yavuz Dizdar) ile yaptığım röportajda söylemişti bu sözü. O dönem sağlık, sağlıklı beslenme geyikleri ön plandaydı. Ona da bu konuda çok soru yöneltildiği için ben de yazı ilgi çeksin, okunsun diye benzer soruları yöneltmiştim. Sonra sohbet öyle bir yere geldi ki... Aslında çok uzun zamandır kafamı kurcalayan soruların cevaplarını takır takır vermeye başladı. Zaten ondan sonra işin boyutu değişti. İş blog röportajından çıktı kitap röportajına döndü. Nitekim de hayata geçti proje "Vicdan Hayat Kurtarır" kitabı ile. Nasip edene şükürler olsun. 

Ne olacak bu çocukların geleceğiydi konu... 
Neyi çekersen o gelirmiş ya ondan sonra bu sorunun karşılığını verebilen insanlarla kesişti öyle ya da böyle yolum. He neyse başa döneyim.

"Çocuklarımızı götürecekler azizim"...

Malum corona dolayısı ile maske zorunluğumuz var. Cerrahi maske bende alerji yaptı. Yüzüm kabardı. Ben de kumaş maske bakayım dedim. Büyük firmalar bu işe hemen soyundu zaten. Her yerde renk renk desen desen maskeler... Renk renk??? Desen Desen??? Asıl değinmek istediğim konu bu...

Küçük esnaftan alışveriş yapma taraftarıyım o yüzden oturduğum semtte küçük bir dükkana gittim. Kumaş maskelere baktım. Elimi attığım her maskede dehşete kapıldım. Siyah ağırlıklı, kuru kafa ve canavarlar desenli maskelerin arasında iç açıcı bir tek köpek desenli bir maske buldum. Onu kendim için seçtim. Sonra çocuk maskelerine baktım. Nerede ucube çizgi film karakteri varsa hepsini maske deseni yapmışlar. Her neyse bir tane sevimli panda deseni zar zor bulabildim. Eşim için de kamuflaj desen aldım. 

İşim bitti, parasını ödedim. Ama dükkandan çıkamadım. Tezgahtar aynı zamanda dükkan sahibi olduğu için biraz sohbet etmek istedim. Aslında bu maskeleri özellikle kendisi mi bu desenlerde seçti yoksa başka desen olmadığı için mi bunları getirip satıyorlar. Asıl merak ettiğim konu buydu. 

Bana aynen şöyle söyledi:" Talep daha çok renkli, çiçekli, böcekli desenlerden yana ancak onlar genelde tükenmiş oluyor. Yani renkli maskeleri sınırlı sayıda üretiyorlar anladığım kadarı ile. Avrupa çoğunlukta sizin o beğenmediğiniz iç karartıcı bulduğunuz maskeleri talep ediyormuş. Bu yüzden onlar daha fazla üretiliyor haliyle iç piyasaya da onlarda daha fazla sunuluyor.Sizin rahatsızlığınızı anlayabiliyorum. Ben de çocuklarıma o ucube maskelerden takmama taraftarıyım ama nedense onlar trend oluyor ve gençler daha çok bunları istiyor."

İşte kilit cevap: "Gençler daha çok bunları istiyor"...


Gençleri biz bu Avrupa ve Amerika sevdamızdan bakın ne hale getirdik. Çocuklar Türkçe bilmiyor, başka türlü bir Türkçe konuşuyor. Çocuklar görgü bilmiyor. Çocuklara gelenek görenek öğretmedik. Metrobüste bir genç yer vermeyince yaşlıya, verip veriştiyoruz çocuğa. Çocuklar iletişim kuramıyor dertleşmiyor aileleri ile ve başlarına neler geliyor? Neden? Anne iki dedikodu daha fazla yapsın baba sosyal medyada biraz daha zaman geçirsin. Sanki yılan bu çocuk! Bana dokunmadan bin yıl yaşasın misali. Elinde tablet ne tuzaklara atıyoruz bu çocukları. Farkında bile değiliz birçoğumuz. Çocuklarımızı götürüyorlar ahali!!!
Artık bırakın coronada kaç kişi ölmüş? Veriler doğru muymuş yanlış mıymış? Yok efendim ilaç, yok efendim aşı derken nasıl bir korku saldılar toplumların kalplerine. Maskede bile ölüm algısını balyozla vura vura misali beynimize işliyorlar. Kuracakları yeni düzende işsizlik yüzünden birbirini yiyerek mi yaşayacak bizim çocuklar? Sokaklarda o filmlerde görmeye alıştığımız zombileri, yamyamları mı göreceğiz? Boşuna mı yazılmış o kadar senaryo? Boşuna mı çekilmiş o kadar film. Dünyanın başına örecekleri çorabın motifin bile yıllar önce çıkarmış bu zebaniler.

Sosyologlar, psikologlar, yazarlar, gazeteciler, televizyoncular, pedagoglar... Lütfen iş başına. Günü döndürecek, dükkanı döndürecek klasik PR demeçlerinizi yine verin ama lütfen toplumun algısını değiştirecek gözünü açacak bilgilere yer verin.

Yoksa hakikaten çocuklarımızı götürecekler.