9 Nisan 2018 Pazartesi

DİZ KİREÇLENMELERİ İHMALE GELMEZ…


Dizlerden ses gelmesi ve hareketle beraber gelen şiddetli ağrılar eklem kireçlenmelerini işaret ediyor. Uzmanlar diz kireçlenmesi sorunlarının ihmal edilmemesi gerektiğine vurgu yaparken, ilerleyen durumlarda diz protezlerinin kaçınılmaz olduğuna vurgu yapıyor.

Konu ile ilgili bilgi veren Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Sezai Yılmaz,” Diz kireçlenmeleri hareketle artan diz ağrıları şeklinde kendini gösterir. Dinlendikten sonra bu ağrılar genelde hafifler ya da geçer. Hastalarda ayrıca sabah topallama şikayetleri meydana gelir, ev işi yaparken ya da merdiven çıkarken ve inerken, dizin üstüne oturulduğunda, namaz kılarken, yokuş yukarı çıkarken dizde ağrı hisseder hastalar ve kıtırtı sesi gelir o bölgeden. Bu ses kıkırdağın aşınma sesidir. Kıkırdak aşınıp kemik açığa çıktığı için hasta ağrı hisseder. Uzun süre yürüyemez bu hastalar, belli bir süre özellikle ilerleyen dönemlerde hastalık ilerlediğinde, bir süre sonra hasta durup dinlenme ihtiyacı hisseder. Bu rahatsızlığın nedeni tam olarak bilinmemekle beraber genetik faktörler etkili olmakla birlikte kadınlarda daha sık görülmektedir. Sebebi bilinenler ise daha önce geçirilen travmalar, kazalar, uzun süre yatalak kalma, enfeksiyonlar, dizin gördüğü darbeler, geçirilen ameliyatlara bağlı durumlar, fazla kilo faktörü, ağır işler gibi durumlarda söz konusu olabiliyor” dedi.
Erken evrede tedavi çok önemli.
Erken evrede tedavilerin büyük önem taşıdığına değinen Yılmaz,” Erken evrede eklem içine sıvı enjeksiyonu, PRP, Hyaloronik asit tedavileri, ağızdan kullanılan kıkırdak yapımını arttırıcı takviye ilaçlar, fizik tedavi, kaplıca gibi seçenekler kullanılabiliyor. Fakat bunların hiçbiri kalıcı tedaviler değildir, zaman kazandırıcı tedavilerdir. Bazı hastalarda çok erken evrede bu işlemler yapılırsa bu hastaların ileride protez ameliyatı yaptırmasına gerek kalmayabiliyor” ifadelerini kullandı.
Ameliyatlarda yaş faktörü çok önemli bir etken.
Nadir de olsa erken yaşta da görülebileceğini ancak ameliyatlarda yaş faktörünün önemli bir ayrıntı olduğuna dikkat çeken Dr. Sezai Yılmaz,”40’lı yaşlarda yapılan diz protezi ameliyatlarında nadir de olsa söz etmek mümkün. Ancak biz yaşın 60’ı geçmesini tercih ediyoruz. Çünkü diz protezlerinin de bir ömrü var. 15-20 sene gibi bir ömürden söz edebiliriz. Eğer protez ameliyatları erken yaşta yapılırsa ileride bu hastaların tekrar ameliyat olmaları gerektiğini bilmeleri gerekiyor. Bundan dolayı erken evrede ve erken yaşta protez ameliyatları çok tercih edilmemelidir. Diz protezi 60 yaşından sonra dizin ileri evre kireçlenme durumlarında artık yapacak hiçbir şey kalmadı ise yapılır. Dizdeki kıkırdaklar tamamen bitti ise daha önceki tedavi alternatifleri de tamamen bitti ve hasta bunlardan hiç fayda görmedi ise protez yapılması gerekir. Aksi taktirde hastalık daha da ilerliyor ve çözümsüz hale geliyor. Yaş çok ilerlediğinde mesela 80 yaşından sonra hastanın genel durumu da bozulmaya başlıyor. Yaşlılığın yanında başka hastalıklar da oluyor. Burada en büyük sıkıntı hastalarının ameliyatlardan korkmasıdır. Ancak unutulmamalıdır ki, hasta belli bir yaşı aştıktan sonra ve durumu ameliyat pozisyonuna ulaştıktan sonra buna başvurmak gerekir aksi halde ileride hasta yürüyemez hale gelebiliyor. Dolayısı ile 60-70 yaşları arasında eğer diz kapağındaki kıkırdak iyice harap oldu ise değiştirilip yapay bir eklem takılması gerekiyor. Biz bu yapay ekleme protez diyoruz. Protez ameliyatı genel anestezi altında veya belden aşağısı uyuşturularak yapılan bir ameliyattır. Diz kapağı açılarak burada bulunan kemiklerin ucundaki kıkırdaklar tamamen alınıyor. Onun yerine de yapay eklem takılıyor” şeklinde konuştu.

8 Nisan 2018 Pazar

ÇOCUKLARDA SOLUK BORUSUNA YEMEK KAÇMASINDAN KORUNMAK İÇİN ALINACAK ÖNLEMLER...




Çocuğunuza 4 yaşına kadar sert taneli gıda vermeyin. Soluk borusuna kaçmasına, ölümüne veya yıllar sürecek sorunlara neden olabilirsiniz. Konu ile ilgili bilinmesi gerekenleri Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Ahmet Karataş anlattı.

“Çocuğunuzun ölümüne veya ciddi solunum sorunlarına neden olan soluk borusuna yemek veya yabancı madde kaçmasından korunmak için öneriler:

• Misket, küçük lastik top ve balon soluk borusuna kaçabilir. Eline veya yakınında bulunmamalıdır.
• Sert veya yuvarlak besinler 4 yaş altında çocuklara verilmemelidir. Bunlar; sosis, üzüm, kuru üzüm, kuruyemiş, fıstık, patlamış mısır, karpuz çekirdeği, havuç gibi besinlerdir.
• Çocuklar sadece yetişkinler tarafından ve düzgün oturabildiğinde, katı gıdalarla beslenmelidir. Küçük çocukların ise her öğünü yetişkinler tarafından gözlemlenmelidir.
• Çocuklar yemek yerken konuşma, çığlık atma, oynama, gülme, ağlama ve koşma gibi davranışlardan vazgeçirilmelidir.
• Çiğneme yoluyla alınabilecek ilaçlar 3 yaşında büyük çocuklara molar dişler çıktıktan sonra, verilmelidir.
• Küçük parçaları olan oyuncaklardan kaçınılmalı, evde bulunan küçük nesneler çocukların ulaşamayacağı yerlerde tutulmalıdır.
• Bozuk para ve diğer küçük nesneler küçük çocuklara ödül olarak verilmemelidir.
• Çocukların okul gereçleri ve diğer küçük eşyaları ağız yoluyla tutmalarına izin verilmemelidir.
• Oyuncak paketlerinin üzerindeki yaş önerileri dikkate alınmalıdır.
• Anne-babalar büyük çocuklarının davranışlarına dikkat etmelidirler. Farkında olmadan küçük kardeşlerinin ağzına aspire edebileceği tehlikeli nesneler verebilirler.
• Anne-babalar, öğretmenler, çocuk bakıcıları ve çocuk bakımıyla ilgilenen diğer kişiler boğulmaya yönelik ilk yardım ve temel yaşam desteği kurslarına katılmaları yönünde desteklenmelidir.
• 3 yaşından küçük çocuklar için potansiyel olarak küçük parçalar içeren, bu yüzden boğulmaya, aspirasyona, küçük parçanın yutulmasına neden olabilecek oyuncak veya herhangi bir eşyanın ticaretinin yasaklanması, bu konularda gerekli yasal düzenlemelerin yapılması gerekir.

Bu gibi durumlarda hemen acile başvurun.


Eğer çocuğunuzun soluk borusuna yabancı cisim kaçarsa hemen müdahale edip acile başvurmalısınız. 3 dakikadan daha fazla oksijensiz kalma kalıcı hasar veya ölüme neden olur.
• Çocuk öksürebildiği, konuşabildiği ya da ağlayabildiği sürece ek başka işlem yapılmadan acil servise getirilmelidir.
• Konuşamayan, öksüremeyen çocukta acil müdahale yapılmalıdır. 1 yaşından küçük bebekler için, baş aşağı olacak tarzda sırta vurmak ve göğüs kafesine basınç uygulanmalıdır.

• 1 yaşından büyük çocuklara Heimlich manevrası ile ilk müdahalede yapılması gereken işlemlerdir.

Bu Manevrada her iki kol ile çocuğun arkasından sarılarak gövdesi kavranır. Çocuğun boyuna göre diz üstü veya ayakta durulur. Bir el, başparmak içte kalacak şekilde yumruk yapılır. Yumruk yapılan elin başparmak tarafı göbek çukuru ve ksifoid çıkıntısının arasına yerleştirilir. Diğer el ile yumruk yapılan el kavranır. Kuvvetli bir şekilde arkaya ve yukarıya doğru 5 kez basınç uygulanır ve yabancı cismin çıkışı gözlenir.


Küçük çocuklarda ise yüz üstü yatırılarak sternum diz üzerine gelecek şekilde yerleştirilir ve sırta hızla vurulur. Böylece yabancı cismin dil kökü veya dış ortama atılması sağlanmaya çalışılır.”