6 Mayıs 2024 Pazartesi

Vitrin Hastalığı nedir? Nasıl belirti verir? Kimlerde görülür? Nasıl tedavi edilir?

 Kişinin yürürken tek ya da çift taraflı bacaklarına giren ağrı nedeni ile sık sık dinlenmek istemesi, çok ciddi bir hastalığın belirtisi olarak ortaya çıkıyor. Vitrin Hastalığı olarak tabir edilen bu hastalık, bacaklara giden atardamarların daralması ya da tıkanmasına bağlı olarak ortaya çıkıyor. Uzmanlar Vitrin Hastalığının mutlaka zamanında teşhis edilerek tedavi edilmesi gerektiğine dikkat çekiyor.

 


Vitrin Hastalığının bacaklara giden atardamarların daralmasına ya da tıkanmasına bağlı olarak geliştiğini ifade Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Uğur Cangel, “Bu hatsalar yolda yürürken bacak ağrısı çekmeye başlar. Bu ağrı tek ya da iki bacakta olur ve aniden ortaya çıkınca kişi yürüyemez hale gelir. Vitrin Hastalığı denmesini nedeni de budur zaten, bir anda durma ya da oturup dinlenme ihtiyacı hisseder hasta. Çoğu hasta da vitrine bakıyormuş gibi yapıp biraz dinlenerek durumu geçiştirmeye çalışır. Birkaç dakika dinlendikten sonra ağrı geçer ve hasta yeniden yürümeye başlar. Ancak bu durum yürümeye başladıktan bir süre sonra yine tekrarlar.” Dedi.

 

Sessiz ilerler ve aniden ortaya çıkar!

Periferik damar hastalığı görünen her iki kişiden birinde belirti vermediğini ifade eden Dr. Uğur Cangel, “Periferik damar hastalığı genelde maalesef belirti vermeden sessiz ilerleyen bir hastalık. Bu nedenle genelde ileri aşamada belirtiler ortaya çıkıyor. En sık görülen belirtiler ise; kişinin günden güne yürüme mesafesinin kısalması, yürürken kalça, uyluk ve bacaklara kramplar şeklinde ağrı girmesi. Bu ağrının yürüyüş esnasında şiddetlenmesi ve kişinin yürürken dinlenmesine neden olur. Kişi bir süre dinlendikten sonra azalır ya da geçer ama yürümeye başladıktan belli bir süre sonra tekrar eder. Zamanla yürüme mesafesi kısalır. İleri evrede bacaklarda kılların dökülmesine, bacağın incelmesine, tırnakların kalınlaşmasına, cildin kurumasına neden olur. Önlem alınmazsa bu ağrılar daha ileri evrede istirahat halinde de görülmeye başlar. Hatta öyle şiddetlenir ki bu ağrılar hastalar ağrıdan günlerce uyuyamaz, bacaklarını rahatlatmak için aşağı sarkıtmak durumunda kalır ve oturur pozisyonda uyumaya çalışır. Son evrede ise ayaklarda, topuk ve parmak uçlarında yaralar açılmaya başlar ve bu durum kangren ve uzuv kayıplarına kadar ilerler.

 

Risk grubundaki kişiler mutlaka önlem almalı!

“Periferik damar hastalıklarının ölüm oranı en yüksek riskli hastalıklar arasında yer aldığını hatırlatan Dr. Uğur Cangel, risk grubundaki hastaların da mutlaka önlem almasına gerektiğine vurgu yaptı. Cangel sözlerine şöyle devam etti.

“Sigara kullananlar, şeker hastaları, ailede damar sertliği hikayesi olanlar, kötü kolesterolü ( LDL) yüksek olanlar, trigliseriti yüksek olanlar, yüksek tansiyonu olanlar ya da ailede yüksek tansiyon hikayesi olanlar, kronik böbrek hastaları, obezite sorunu yaşayanlar, hareketsiz yaşam sürdürenler risk altında. Erkekler periferik damar hastalıkları açısından daha riskli grupta yer alıyor, kadınlar ise menopoz sonrası daha dikkatli olmalılar. Dolayısı ile 50 yaş sonrası damar kontrolleri mutlaka düzenli olarak yapılmalı.”

En önemli tedavi yaşam tarzı değişikliği…

Tüm hastalıklarda olduğu gibi damar hastalıklarının tedavisinde de yaşam tarzı değişikliği ve düzenlenmesinin tedavinin önemli bir bölümünü oluşturduğunu belirten Dr. Uğur Cangel, “Yaşam tarzının düzenlenmesi, sigaranın bırakılması, kilo kontrolü, düzenli yürüyüş ve uygun egzersiz, Akdeniz usulü beslenme önlem almak açısından önemli bir adımdır. Öte yandan kan basıncının kontrol altında tutulması, kolesterol ve şekerin kontrol altında tutulması varsa kan sulandırıcı ilaçların düzenli kullanılması tedavinin bir diğer önemli aşamasını oluşturmaktadır. Cerrahi gereken durumlarda ise hastanın durumuna ve hastalığın seviyesine göre girişimsel ya da açık cerrahi yöntemleri ile hastalara müdahale edilebilmektedir.” Şeklinde konuştu.

 

KALP KAPAK HASTASI, MİTRACLİP YÖNTEMİ İLE YAŞAMA YENİDEN TUTUNDU

 

Kalp kapak hastalığı nedeni ile yürümekte ve nefes almakta zorluk çeken hasta, ameliyatsız olarak uygulanan kalp kapak tedavisi yöntemi ile sağlığına kavuştu. “Bu halde yaşamanın mümkün olmadığını düşünürken, ameliyattan sonra benim için yeni bir hayat başladı. “dedi.



İki ay önce yaşadığı ileri kalp yetmezliği nedeni ile halsizlik, nefes darlığı, yürüyememe, uyumakta güçlülük gibi sorunlar yaşayan 52 yaşındaki Ramazan Sarcan, tecrübeli Kardiyolog Doç. Dr. İsmail Ateş tarafından uygulanan ameliyatsız Mirtaclip yöntemi ile sağlığına yeniden kavuştu. Aynı seansta kalbine üç kablolu pil taktıklarını da ifade eden Dr. İsmail Ateş, “Hasta altı ay önce ciddi bir kalp krizi geçirmiş. Daha sonra da sık sık rahatsızlanarak, neredeyse iki günde bir hastaneye gitmek zorunda kalmış. Bu durumdaki hastalarda genelde çok sık rastladığımız bir tablo bu. Bize geldiğinde durumu gerçekten çok kötüydü. Yürüyemiyordu, yemek yiyemiyordu, nefes almakta zorluk çekiyordu. Açık cerrahi şansı bulunmayan Ramazan Bey, ameliyatsız kapak tamiri yöntemi olan Mitraclip için uygun bir vakaydı. Ancak ileri kalp yetmezliği nedeni ile riski çok yüksekti. Ameliyat başarılı geçti ve aynı seansta hem Mitraclip işlemi yaptık hem kalbine üç kablolu pil taktık. İşlemden hemen sonra Ramazan beyin şikayetleri olumlu yönde düzelmeye başladı. İki ay sonra geldiği kontrol muayenesinde hastamızı sağlıklı ve moralli görmek bizi de hem çok mutlu etti hem de gururlandırdı, “dedi.

 

Yaşadığı süreci anlatan Ramazan Sarcan,”Yürüyemiyordum hatta kıpırdamaya dahi halim yoktu. Yakınlarım, ‘Hocam lütfen geri göndermeyin, bir şeyler yapın.’ demişler İsmail beye. Allah’a şükür ameliyattan sonra iki  aydır ayaktayım. Şu anda çok rahatım. Geziyorum, dolaşıyorum, dilediğim her şeyi yiyebiliyorum. Bu iki ay içerisinde hiç hastaneye yatmadım. Yattığım zaman hiç rahatsızlık yaşamadan uyuyorum. Daha önce yatamıyordum. Sanki birisi beni boğuyormuş gibi, nefes alamıyordum. Şimdi ise saatlerce deliksiz uyuyabiliyorum. Çok iyiyim. Doktoruma teşekkür ediyorum.” dedi.

AMELİYAT ŞANSI BULUNMAYAN UYGUN HASTALARA TEDAVİ ŞANSI DOĞUYOR

Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. İsmail Ateş uyguladıkları yöntemlere dair ayrıntıları da paylaştı. Dr. Ateş sözlerine şöyle devam etti: "Mitraclip metodu anjiyo yöntemiyle uygulanıyor. Göğüste hiçbir kesinin olmadığı, kasıktan yapılan bu işlem 1-1,5 saat sürüyor. Bu yöntemle aynı anjiyo gibi sağ kasıktaki toplardamardan girerek mandallama yöntemi ile mitral kapak tamiri yapıyoruz. Mitral kapak ön ve arka yapraktan oluşuyor. Anjiyo metoduyla kateterle kasık toplardamarından girilip, karın içindeki büyük toplardamara geçilerek kalbe ulaşılıyor. Sonrasında damar içindeki kateter kanalıyla mitral kapak seviyesine kadar mitraclip cihazı ulaştırılıyor. Mitraclipin kanatları bu noktaya ulaştığında açılıyor. Problemli olan kalp kapak kısımları mitraclipin kanatları altına alınıyor ve hedeflenen kapak yapısı sağlanınca dikişler karşılıklı olarak tutturuluyor. Bu noktada kapakta yeterli kapanma sağlandığı test ediliyor. Bu şekilde kapak tamir edilmiş oluyor ve hastalar 1 gün sonra normal hayatlarına dönmek üzere taburcu ediliyorlar. İşlem sonrasında hastaların öncelikle kalbe bağlı nefes alamama, nefes düzensizliği yakınmalarında azalma meydana geldiği gibi, kalp büyümesi duruyor ve hastaların hareket kapasiteleri artıyor.”