Kalp ve
damar hastalıklarında erken tanı çok büyük öneme sahip. Erken tanı sayesinde
insanlar felç olmaktan, kalp krizi geçirmekten ya da kangrene bağlı uzuvlarını
kaybetmekten kurtulabiliyorlar. Bunun için rutin kontroller ve checkup
programlarını atlamamak gerekir. Bunların yanı sıra kalp ve damar hastalıkları
ile ilgili erken tanı konusunda bize bilgi veren çeşitli pratik testler de
girdi hayatımıza. Bunlardan biri ABİ dediğimiz Ancle Brakial İndeks testi. Damar
hastalıklarında hayati öneme sahip erken tanı yöntemleri ile ilgili İstinye
Üniversitesi Liv Hastanesi DAS Yaşam Merkezi Direktörü Kalp ve Damar Cerrahisi
Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko önemli bilgiler aktardı.
“Birkaç dakikada tüm damar risk haritasını
ortaya çıkarıyor.
Yöntem
tansiyon ölçer gibi gerçekleşiyor. Tansiyon manşonu ile iki kol ve bacaklara
basınçlar uygulanıyor. Bunu cihaz oranlıyor ve damar hastalığı potansiyeli ile
derecelerini ortaya çıkarıyor. Rutin tarama amaçlı diğer yöntemlere nazaran
kişi hiç radyasyona maruz kalmıyor. Hastayı hiç yormadan yatay pozisyonda iken
uyguladığımız yöntem 5 dakikada net oranları veriyor. Risk faktörleri olan 40
yaşın üstündeki kişiler için çok önemli ve basit bir test. Bunların arasında
risk faktörleri ile beraber sigara kullananların, şeker hastalarının, tansiyon
hastalarının, ailede damar hastalığı hikayesi olan kişilerin potansiyel damar
hastası olup olmadığını ortaya çıkarıyor. Yöntem hafif, orta ve yüksek risk
faktörleri olmak üzere kişiye 3 seviyede bilgi veriyor. Bu sonuçlar
doğrultusunda kişinin kalp krizi, şah damarı tıkanıklığına bağlı felç ya da
bacak damarlarındaki tıkanmalar sonucu oluşan kangrenlere karşı önlem alması
sağlanıyor. Yöntem ayrıca ameliyat olmuş ya
da medikal tedaviye başlanan hastalarda tedavinin başarı oranını net olarak
bize veriyor. Bu hastaların takibi açısından altın standardında bir yöntem
diyebiliriz. Diğer standart muayenelerde çeşitli sebeplerden zaman zaman yanlış
sonuçlar olabiliyor ancak bu yöntemle yanlış çıkma riski yok denecek kadar az
ve yüzde 100’e yakın bilgi veriyor. Kılcal damar tıkanıklığında bu yöntem
kılcal damardaki basınç oranını direkt verdiği için bizim için diğer standart
yöntemlere nazaran çok daha objektif diyebiliriz.
Kalbi 3 boyutlu görüp kalp krizi riskini önceden haber
veriyor.
Kalp krizi vakalarının ve buna bağlı ani ölümlerin
günden güne artması erken tanıya yönelik çalışmaları da arttırdı. Bunlardan bir
tanesi olan Kardiyogonyometri Kabi ( CGM ) testi, kalp krizi riskleri ile
ilgili bize bilgi veren yöntemlere alternatif olarak Türkiye’de de uygulanmaya
başlandı. Kalbi 3 boyutlu gören cihaz, hastayı yormadan ve radyasyona maruz
bırakmadan kalp krizi riskine yönelik net bilgi veriyor. Elektro
bantları ile yapılan bu testi göğse ve kalbin arka tarafına yani sırta
yerleştiriyoruz. Bu kalbi 3 boyutlu görmemizi sağlıyor. Böylelikle kalp
bölgesindeki tüm kasılmaları daha sağlıklı gözlemliyoruz. Birkaç dakikada da
hastaya kalp krizi riski var mı, daha önce geçirdiği fakat atladığı bir kriz
durumu söz konusu mu gibi sorunların cevaplarını verebiliyoruz.
En güvenilir yöntemler arasında.
Yıllardır uygulanan talyum testi ve
efor testi kadar güvenilir sonuçlar veriyor bize. Ayrıca kalbi 3 boyutlu
gördüğümüz tek yöntem olduğu için bu sonuçların sapma olasılığının diğer
yöntemlere nazaran daha az olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca bu test aşamasında
radyasyon ya da kimyasal herhangi bir etkileşime maruz kalınmıyor. Herkese
uygulanabilmesi açısında bu da büyük fayda sağlıyor.
Gereksiz anjiyoyu önlüyor.
Koroner Arter hastalıklarında
damarlarla ilgili durumun net olarak görülmesi ve yorumlanması açısından en çok
kullanılan yöntem olan anjiyonun bu test sayesinde gereksiz yere yapılmıyor.
Kalbe giden tüm damarların haritasını gördüğümüz bu yöntemle, risk sonucuna
göre kişileri gerekirse anjiyoya sevk edebiliriz. Özellikle son yıllarda
beslenme alışkanlıklarımız bozulması, hareketsiz yaşam sürmemiz ve buna bağlı
obezitenin çığ gibi büyümesi, sigara ve alkol gibi alışkanlıkların çok küçük
yaşlara düşmesi kalp hastalıkları riskini arttırdı. Bundan dolayı 30 yaşın
üstünde olan ve özellikle genetik yatkınlığı olan kişilerin her yıl düzenli
kalp muayenesi yaptırmasında fayda var. Bu anlamda en basit kalp muayene testi
diyebileceğimiz Kabi Testi erken tanı adına bize büyük kolaylık sağlayacak. Bu
da zamanında tedavi şansı verecektir.
Tanı sonrası kişiye uygulanan tedavi gerek cerrahi
müdahale olsun gerekse ilaç tedavisi olsun, tedavinin başarısını ölçmek adına
da bu testleri uygulayabiliyoruz.”