25 Şubat 2018 Pazar

BOTOKS OBEZİTE İLE MÜCADELEDE KULLANILMAYA BAŞLANDI…

Yüz gençleştirmede kullanılan botoks obezite ile mücadelede de kullanılmaya başlandı. Norveçli bilim adamlarının uzun çalışmalar sonrası onay verdikleri mide botoksu uygulaması Avrupa ve Amerika’nın ardından Türkiye’de de kullanılmaya başlandı.



Norveçli bilim adamlarının 2004 yılında bu yana çeşitli denemeler sonucunda kilo vermede olumlu etkilerine dair onay verdikleri mide botoksu uygulaması Türkiye’de de kullanılmaya başlandı. Konu ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlatan Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kar,”Botoks bir mikroorganizmanın zehridir. Botoks bildiğiniz gibi görsel olarak ciltte kırışıklıların giderilmesinin yanı sıra bir takım nörolojik rahatsızlıklarda, bacaklarda ve kollarda olmak üzere yaygın olarak kullanılıyor.  Son 10-15 yıldır da bariatrri alanında bariatrik bir girişim olarak mideye de uygulanmaya başlandı. 2004 yılından itibaren hayvanlar üzerinde deneysel amaçlı olarak kullanılan yöntem son zamanlarda da Norveç, Kore, ABD gibi ülkelerde çeşitli merkezlerde uygulanarak, görülen pozitif sonuçların ardından insanlarda da kullanılmaya başlandı. Çalışmaların ardından mideye yapılan botoks enjeksiyonları ile 5-6 ayda yaklaşık 4-20 kilo kaybedilebildiği saptanmıştır. Amerika’da da önceleri sınırlı sayıda ve deneysel amaçlı olarak kullanılan yöntem 2014 yılından itibaren daha yaygın olarak kullanılmaya başlandı. İşlemin etkisi, açlık ve tokluk üzerinde etkili olan midedeki kas ve sinirler üzerinde oluşan blokaj ile açıklanıyor. Burada hem kas tabakası etkilenerek midenin boşalma süresi uzuyor hem de sinir hücreleri etkilenerek açlık hissi azalıyor” dedi
Cerrahi girişimlerden korkan ve diyet uyumu olmayanlar için ideal.
Yöntemin kimlere uygulanabileceğine değinen Op. Dr. Fatih Kar,” Mide botoksu özellikle cerrahi girişimlerden korkan insanlar için çok iyi bir seçenek. Diyet konusunda sıkıntı yaşayan, diyette ciddi anlamda uyumsuzluk gösteren, diyetle yıldızı bir türlü barışmayan insanlar bu teknik için ideal hasta grubunu oluşturuyorlar. Sağlık problemleri olup kilo verme konusunda sürekli başarısız olanlar için de önerilebilecek bir yöntem. Bu olay diyet uyumunu belirgin derecede arttırıyor” şeklinde konuştu.
İşlem 20 dakikada tamamlanıyor.
İşlemin uygulama şekline değinen Kar,” Gastroskopi işlemi yaptıktan sonra eğer midede ciddi bir problem yoksa botoks işlemine geçiliyor. Teknik özellikli bir teknik olup gastroskopi yapılırken midenin incelenmesi sırasında yapılan bir işlemdir. Ortalama süresi 20 dakika ile yarım saate arasında değişiyor. Hastanede kalmayı gerektirmiyor. İşlemin ertesi günü işe gidilebiliyor. Tekniğin herhangi bir yan etkisi yok ve hasta aynı gün sosyal yaşantısına geri dönebiliyor. Midenin çok geniş bir alanına enjeksiyon yapılarak mide kaslarının etkisiz hale gelmesi sağlanıyor. Midede kasılmayı sağlayan kaslar bu özelliğini yapamadığı zaman gıdalar midede uzun süre kalabiliyorlar. Normalde karbonhidratlar 2-3 saatte ya da 4 saatte, proteinlerle birlikte alındığı zaman 4-4 buçuk saate boşalabilirken bu uygulamadan sonra mide boşalma süresi 12 saate kadar ilerleyebilmekte. Ayrıca Ghrelin dediğimiz bir açlık hormonu var. Bu hormon en çok midenin fundusundan salgılanmaktadır. Enjeksiyonların bir kısmı bu bölgeye de yapılıyor. Bu enjeksiyon sonrası açlık hormon seviyesi düzeyi de çok ciddi anlamda düşebiliyor. Bu şekilde hastaların iştahları azalarak midedeki tokluk hissi uzuyor. Dolayısı ile hasta kilo vermeye başlıyor. Ancak unutulmamalıdır ki, tüm tekniklerde olduğu bu teknikte de uyum çok önemli. Sağlıklı ve dengeli beslenme, aktif bir yaşam ve spor bu uygulamadan sonra hastaların olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Dolayısı ile diyetisyenlere de çok büyük rol düşüyor, hastaların periyodik takiplerini onların da sıkı bir şekilde yapmaları gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Mide rahatsızlığı ve botoks alerjisi olmayan herkese yapılabiliyor.
Mide rahatsızlıklarının mevcut olması durumunda tekniğin uygulanmadığına dikkat çeken Fatih Kar,” Teknik herkese uygulanabilecek yan etkisiz bir teknik. Ancak botoks alerjisi olanlarda, mide ülseri, gastrit, on iki parmak bağırsağı ülseri gibi durumlarda uygulanması önerilmiyor ve öncelikle bu problemin düzeltilmesi gerekiyor. Bu nedenlerle Gastroskopi ile işlem öncesi mutlaka midenin değerlendirilmesi gerekir. İşlem sonrası çok sık olmayarak bulantı, şişkinlik şikayetleri olabiliyor. Botoks işleminden sonra ilk 6 aylık sürecin iyi değerlendirilmesi gerekir. Botoksun etki süresi ortalama 4-6 ay kadar. Bundan sonraki süreçte botoksun tekrarlanıp tekrarlaması hastanın genel durumuna bağlı olarak gelişiyor. Mesela 75-80 kiloluk bir hastanın bu sürede 10-15 kilo vermesi mümkün bu da 6 ay sonunda ideal kilosuna ulaştı anlamına gelir. Sağlık problemleri de düzeldi ise botoksun yenilenmesine gerek duyulmaz ancak diyet ve spor programını devam ettirmesi istenir. 6 aylık süreçten sonra bir miktar daha kilo kaybına ihtiyaç olduğu düşünülürse ve yapılan teknikten başarı elde edilmişse botoks tekrar edilebilir. Literatür bilgilerinde 3 seansa kadar öneriliyor. Biz burada hasta ile beraber karar veriyoruz. Hasta diyette uyumlu ise ve mevcut 6 aylık süreci iyi değerlendirdi ise uzun süreli tokluğu kendisine oluşturduğu değişikliklerden yakınmıyor ise bu süreci uzatabiliyoruz” dedi

DİŞ KAYIPLARI SONRASI PROTEZ UYGULAMALARI...


Kusursuz bir görüntünün en önemli tamamlayıcısı dişlerdir. Zamanla yaşanan diş kayıpları ve eksilen dişlerin yerini protezler alıyor. Son derece doğal ve estetik dişlere kavuşmayı sağlayan protezlerle ilgili bilinmesi gerekenleri Medigold Sultan Hastanesinden Diş Hekimi Dt. Ercan Ali Feiz anlattı.


"Dişlerimizin eksikliği durumunda bunu telafi etmek için protez uygulamak durumundayız. Protezler de diş hekimliğinden çeşitlere ayrılır. Takılıp çıkartmalı protezler vardır tamamen dişsiz ağızlar için, yarı dişli ağızlara takıp çıkartmalı kancalı damak dediğimiz metal protezler vardır, bir de kaplama dediğimiz porselen protezler vardır. Bunların arasında diş eksiklikleri tedavisinde implantlar da vardır.

İki tür kaplama vardır. Biri normal metalli porselen kaplama bir de zirkonyum vardır. Zirkonyum daha estetik daha modern daha yeni ve daha diş eti ile uyumludur. Metalli porselen gibi diş eti bölgesinde zaman içerisinde siyahlık oluşmuyor ve gülümsemede daha doğal bir görüntü oluşturuyor. Işık vurduğu zaman yansıması daha doğal olduğundan dolayı gülümsememiz daha doğal görünmekte. Bunlar eksik olan dişlerimizin yerine yapılabildiği gibi estetik amaçlı da yapılabiliyor. Estetik amaçlı yapılanlar da bazen diş tamamen diş kesilerek zirkonyum yapılıyor bazen de ön tarafa takma tırnak tarzı diye tabir ettiğimiz kaplamalar konulabiliyor. Gülümseme dizaynı kişinin yüz şekline, dişlerinin formuna uygun kaplamalar yapılıyor. Böylelikle eksiklikler tamamlanmış gülümse güzelleşmiş artı çiğneme fonksiyonu sağlanmış oluyor. 

Diş eksikliğinde çiğneme fonksiyonu kaybı olduğu gibi aynı zamanda eksik dişler zaman içinde çene eklemi ağrılarına da sebebiyet vermektedirler. Bunun önüne geçmek için ya implant ya da kaplama yaptırmak veya protez kullanmak gerekir. Bunları uyguladığımız zaman çene eklemimizdeki ağrıları da gidermiş oluyor. Muhtemel ağrılar da engellenmiş oluyor.  Çiğneme lüksümüz artıyor.

Ağız sağlığı vücut sağlığının başlangıç yeridir.

Ortalama bir kaplamanın ömrü 10 yıldır. Bu kişinin kullanımına göre de değişebilir. Zaman içerisinde diş etlerimizin çevresinde, protezlerde yorulmalar olabiliyor. Onların önüne geçmek için yılda bir defa düzenli diş hekimi kontrolüne gitmekte fayda var. Eksiklikleri, çürükleri, yapılabilecek işlemler varsa onları yaptırmakta fayda var. Bunlar bizim ağız sağlığımız için önemli. Ağız ağlığı vücut sağlığının başlangıç yeridir.
Çekilecek ve tedavi edilecek dişler olmadığı zaman kaplama yapımı ortalama 10 gün içinde bitiyor. Bu süre zarfında küçültülen dişlerin üzerinde geçici dişler konulur. Bu 10 gün sonunda da dişler takılır. Yapılacak işlemde tedavi gerektiren ya da çekilmesi gereken dişler varsa bu tedavi süreci uzatabiliyor. Bu yapışacak işlemlere, çekimlere ve dolgulara bağlıdır. Bir ay, 2 ay duruma göre değişebiliyor."