8 Temmuz 2024 Pazartesi

MERİDYEN TERAPİSİ NEDİR? NASIL UYGULANIR? FAYDALARI NELERDİR?

 Son yılların en popüler terapi yöntemlerinden biri olan Meridyen Terapisinin beden, ruh ve zihin sağlığı açısından olumlu etkileri bulunuyor. Forma girmede, kas ve iskelet sistemini güçlendirmede, bağışıklık sisteminin desteklenmesinde katkı sağlayan bu terapi yöntemi ile ilgili tüm merak edilenleri Kafizyo Terapi’den Uzman Eğitmen Nihal Tekin anlattı.



Uzman Eğitmen Nihal Tekin, “Meridyen Terapi, kişinin bedeninde enerji kanallarının uzman tarafından tespit edilerek bu bölgelere özel cihazlar yardımıyla uygulanan masaj yöntemidir. Binlerce yıl öncesinde Çin'de tıbbi bir yöntem olarak uygulanmaya başlayan ve ilaçsız tedaviler kategorisinde yer alan bir uygulama olan meridyen terapi, günümüz teknolojisiyle harmanlanarak insanların yaşadığı birçok hastalığın tedavisine ek olarak yardımcı bir yöntem olarak kullanılabilecek yapıda getirilmiştir. Meridyen terapisi insanlarda görülebilen kas, kemik, iskelet sistemi rahatsızlıkları, iç hastalıklar, psikolojik problemlerinin tedavilerine ek olarak güvenli ve konforlu yardımcı bir terapi yöntemi olarak uygulanıyor. Kişilerin yaşadığı hastalıkların büyük bir bölümü enerji kanallarının tıkanıklığı kaynaklı olduğu için meridyen terapisi ile enerji kanalları dengelenerek rahatsızlıklara hızlı ve ağrısız bir şekilde çözüm bulunması sağlanabiliyor.” Dedi.

Beden ve ruh bütünlüğünün sağlanmasına yardımcı olur.
Meridyenlerin vücudumuz üzerindeki etkilerine değinen uzman eğitmen, “Meridyen, insan vücudunda dolaşım ve sinir sistemlerinin arasında iletişimi sağlayan kanallara verilen addır. Meridyenler ile insanların beden ve ruh bütünlüğü sağlanmış olur. Kişilerin yaşadığı birçok hastalığın meridyen terapisi ile iyileştirebildiği gözlemlenmiştir.” Şeklinde bilgi Verdi.

Meridyen terapisi hangi rahatsızlıklara iyi gelir?

Nihal Tekin, Meridyen terapisi ile ilgili verdiği bilgilere şöyle devam etti.

“Meridyen terapisi insan vücudunda dolaşım sistemi ve sinir sistemi arasında doğru bir iletişim kurulması sağlanarak hastalıkların iyileştirilmesini desteklediği bir tedavi yöntemidir. Meridyen terapisi sonrası hastada oluşan olumlu değişimler ve meridyen terapisinin faydaları arasında şunlar gösterilebilir. Vücuttan toksinlerin atılıp hastanın kanının temizlenmesi, kas ve kemiklerin güçlendirilmesi, kan dolaşımının düzenlenip metabolizmanın güçlendirilmesi, hastanın duruş bozukluklarının giderilmesi, mide ve bağırsakların düzenli çalışmasının sağlanması, kişinin bağışıklığının kuvvetlendirilmesi, kilonun normale yaklaştırılıp vücut ağırlığının azaltılması, meridyen terapisi ile vücuttan ödem atıldığı ve dokuların yenilenmesi sağlandığı için uygulandığı bölgede kozmetik açıdan da olumlu dönüşler alınabilmektedir.

Meridyen terapi nasıl uygulanır?


Meridyen terapisi sırasında amaç, hastanın vücudunda enerjinin toplanma - dağılma alanlarının tespit edilip, uzman tarafından yapılan işlemler sonucunda rahatsızlıkların iyileştirilmesinin desteklenmesidir. Tespit edilen enerji bölgelerine yapılan baskı, masaj ve hareketler ile meridyenlere etki edilmesi sağlanır. Meridyen terapi sırasında uzman, özel bir eldiven giyip doğru bölgelere elleri ve parmak uçlarıyla baskı uygulayarak hastanın enerji kanallarının açılmasını sağlar.
Meridyen terapisinin destekleyici bir terapi olarak kullanılması ile yüksek oranda iyileşme sağlanan hastalıkların bazıları şunlardır. Bel ve boyun fıtığı, inme ve felç, yumuşak doku romatizması, nörolojik rahatsızlıklar, mide ve bağırsak problemleri, kireçlenme, cilt hastalıkları, duruş bozuklukları, uyku problemleri, prostat, hemoroid, menopoz şikayetleri.”

7 Temmuz 2024 Pazar

DOÇ. DR. İSMAİL ATEŞ: YAZ TATİLİNDE KALP KRİZİ RİSKİNİ ARTTIRAN NEDENLER…

 Yaz kendini iyiden iyiye gösterdi tatil sezonu açıldı. Deniz, kum ve doğru güneşlenmenin sağlık üzerindeki etkileri çok büyük ancak uzmanlar yaz tatilindeki tehlikelere karşı uyarıda bulunuyor. “Tatilde yanlış beslenme, aşırı tüketilen şekerli ve yapay tatlandırıcılı içecekler, fazla güneşte kalma, fazla efor ve yanlış yüzme kalp krizini tetikleyebiliyor.”

Yaz tatillerinde kalp krizi riskinin atmasına neden olan faktörleri sıralayan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. İsmail Ateş, kalp hastaları için alınabilecek önlemlere dikkat çekti. İşte o hayati bilgiler…



Tatilde yedikleriniz ve içtikleriniz kalbinizi yorabilir.

Aşırı sıcaklara dikkat çeken Doç. Dr. İsmail Ateş, “Yüksek sıcaklıklar vücut üzerinde stres yaratabilir ve kalp krizi riskini artırabilir. Sıcak hava, vücut ısısını düzenlemek için kalbin daha fazla çalışmasına neden olur, bu da özellikle önceden kalp hastalığı olan kişilerde risk yaratır. Sıcak havalarda özellikle yeterince su içmemek, vücutta sıvı kaybına (dehidrasyona) yol açar. Dehidrasyon, kanın koyulaşmasına ve pıhtılaşma riskinin artmasına neden olabilir, bu da kalp krizi riskini artırır. Öte yandan tatil dönemlerinde artan fiziksel aktiviteler ve özellikle alışık olunmayan yoğun aktiviteler, kalp üzerinde stres yaratabilir ve risk oluşturabilir. Aniden yoğun fiziksel aktiviteye başlamak kalp krizi riskini artırabilir. Bir diğer risk oluşturan neden de yaz tatilinde yapılan yanlış beslenmedir. Tatillerde beslenme alışkanlıkları değişebilir ve fazla yağlı, tuzlu yiyecekler ile alkol tüketimi ve şekerli içeceklerin tüketimi artabilir. Bu durum, kalp sağlığını olumsuz etkileyebilir ve kalp krizi riskini artırabilir. Özellikle uzun mesafeli yolculuklar da stres seviyelerini artırabilir ve uyku düzenini bozabilir. Bu da kalp sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Bu faktörler göz önünde bulundurularak, yaz tatillerinde kalp sağlığını korumak için düzenli olarak su içmek, aşırı sıcaklardan kaçınmak, fiziksel aktiviteleri yavaşça artırmak, sağlıklı beslenmek ve alkol tüketimi ile şekerli ve yapay tatlandırıcılı içeceklerin tüketimini sınırlamak önemlidir.” Şeklinde konuştu.

Denizde yüzerken bu belirtileri yaşıyorsanız dikkat!

Deniz sezonunun açılması ile birlikte kalp krizi vakalarında yaşanan artışlar neticesinde, denizde yapılan hayati hataları anlatan Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. İsmail Ateş, kalp hastalarının yüzmeye başlamadan önce mutlaka doktor onayı alması gerektiğini vurgulayarak şu bilgileri paylaştı. Dr. Ateş, “Kalp hastalarının yüzmeye başlamadan önce doktorlarından onay almaları çok önemlidir. Doktorun hastanın genel sağlık durumuna ve kalp hastalığının ciddiyetine göre hasta için uygun egzersiz seviyesini belirlemesi gerekir. Öte yandan suyun sıcaklığı da çok önemlidir. Aşırı soğuk veya aşırı sıcak su, kalp üzerinde ekstra stres yaratabilir. Ilık suyun genellikle daha güvenli olduğu bilinmektedir. Soğuk su, kan damarlarının daralmasına ve kalbin daha fazla çalışmasına neden olabilir, bu da kalp krizi riskini artırabilir. Bir diğer önemli faktör de yüzmeye yavaş bir başlangıç yapmak gerekir. Yüzmenin de bir egzersiz olduğunu kabul edersek, bu egzersize yavaş başlamak ve yavaşça yoğunluğu artırmak kalp hastaları için önemlidir. Aniden yoğun yüzme aktivitelerine başlamak kalp üzerindeki stresi artırabilir, bu da kalp krizini tetikleyebilir.

Uzun süreli yüzme aktivitelerinde düzenli aralıklarla mola vermek de önemlidir. Bu durum, kalbin dinlenmesini sağlar ve aşırı efordan kaçınılmasına yardımcı olur. Kalp hastalarının güvenlik açısından yalnız yüzmemeleri de büyük önem taşıyor. Yanında mutlaka birisinin olmasını öneriyoruz. Bu acil bir durumda hızlı müdahale edilmesini sağlayacaktır. Çok önemli bir uyarıyı da belirtilerle ilgili vermek istiyorum. Yüzme sırasında göğüs ağrısı, nefes darlığı, baş dönmesi veya aşırı yorgunluk gibi belirtiler ortaya çıkarsa, hastalar hemen durmalı ve dinlenmelidirler. Bu belirtiler ciddi bir duruma işaret edebilir. Sonuç olarak, kalp hastaları doktorlarının onayını alarak ve uygun önlemleri alarak yüzme gibi düşük etkili egzersizlerden fayda görebilirler. Bu, kalp sağlığını iyileştirmeye ve genel yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olabilir.”

Bu içecekleri sınırlı tüketin!

Tatil bölgelerinde serinlemek için sıkça ve genelde olduğundan fazla tüketilen şekerli ve yapay tatlandırıcılı içeceklere karşı da uyarıda buluna Dr. İsmail Ateş, “Hem şekerli hem de yapay tatlandırıcılı içeceklerin uzun süreli tüketimi, atriyal fibrilasyon gibi kalp ritim bozuklukları riskini artırabilir. Amerikan Kalp Derneği, bu tür içeceklerin tüketiminin sınırlanmasını önermektedir. Ayrıca gazlı içecekler, meyve suları ve enerji içecekleri gibi yüksek şeker içeriğine sahip içecekler kalp krizi riskini artırabilir. Aşırı şeker tüketimi, obezite, yüksek kan basıncı ve tip 2 diyabet gibi kalp hastalığı risk faktörlerini artırabilir. Fazla alkol tüketimi de kan basıncını yükseltebilir ve kalp ritim bozukluklarına yol açabilir. Ayrıca, alkol dehidrasyona neden olabilir, bu da sıcak havalarda kalp sağlığını olumsuz etkileyebilir. Kafeinli içeceklerin de dikkatli kullanılması gerekir. Kahve, çay ve enerji içecekleri gibi yüksek kafein içeriğine sahip içecekler, bazı insanlarda kalp atış hızını ve kan basıncını artırabilir. Özellikle yüksek miktarda kafein tüketimi, kalp krizi riskini artırabilir. Kalp sağlığını korumak için yaz tatilinde bu tür içeceklerin tüketimini sınırlamak önemlidir. Bunun yerine su, şekersiz bitki çayları veya taze sıkılmış doğal meyve suları gibi daha sağlıklı içecekler tercih edilebilir. Ayrıca, yeterli miktarda sıvı alımına dikkat etmek ve aşırıya kaçmamak da önemlidir.