11 Ocak 2019 Cuma

DİYETİSYEN BAŞAK GÜNAY KIŞIN HASTALIKLARDAN KORUNMANIN 5 ALTIN KURALINI AÇIKLADI…



Kışın yakamızı bırakmayan hastalıklardan korunmak aslında sanıldığı kadar da zor değil. Diyetisyen Başak Günay kışın hasta olmamak ve bağışıklığı güçlendirmek için altın değerinde 5 kuralını paylaştı. İşte Başak Günay’ın hastalıklardan koruyan kış reçetesi.


Öğün atlamamanın hastalılardan korunmak için birinci kural olduğunu ifade eden Günay,” ikinci kural olarak; ana öğünlerde süt, et, sebze, tahıl grubuna dengeli bir şekilde yer verin, ara öğünlerde meyve tüketerek günlük hem protein hem posa alımınızı dengeleyin.” dedi.

Günlük beslenmenizde bu gıdalara yer vermeye çalışın.

Üçüncü kural olarak günlük beslenmede olmazsa olmaz gıdaları sıralayan Başak Günay; sarı-turuncu meyve ve sebzelerden domates, havuç, kabak, elma, şeftali, nar, portakal gibi besinlerin yanı sıra;
-          Yeşil lifli sebzeler (marul, roka, tere, nane gibi),
-          Kükürtlü sebzeler (brokoli, kale, karnabahar gibi),
-          Soğan, sarımsak,
-          Yoğurt ve fermente gıdalar (turşu, kefir gibi),
-          Balık ve balık yağı,
-          Zeytin ve zeytinyağı,
-          Yeşil çay, beyaz çay gibi çaylar gibi gıdaların içerdikleri değişik antioksidan bileşikler sayesinde vücudun arındığını ve hastalıklara karşı korunduğunu kaydetti. Günay,” Özellikle kanser, kardiyovasküler hastalıklar, şeker hastalıklarına karşı korur. Ayrıca menapoz semptomlarının hafifletilmesi, osteoporozun önlenmesi ve göz sağlığının korunmasında etkilidir.” şeklinde konuştu.

Yemeklerinize, salatalara bu baharatları eklemeyi unutmayın.

Yemek ve salatalarda baharat kullanımının önemine değinen beslenme ve diyet uzmanı verdiği bilgilere şöyle devam etti.
  • Biberiye ( karnosol, karnosik asit ve rosmarinik asit ),
  • Kekik ( timol ve karvakrol ),
  • Karanfil ( Eugenol ),
  • Adaçayı ( karnosol, karnosik asit ve rosmanol ),
  • Zerdeçal ( kurkumin ) içeriğindeki antioksidan bileşikler ile yukarıda bahsedilen faydalara ortak olur.
Kış aylarında su içmeyi ihmal etmeyin.

Kış aylarında su içmenin sağlık açısında önemine değinen Günay,”Su ihtiyacı yaz-kış değişmiyor hatta su içmek cildimizin neme ihtiyacı arttığı için kışın daha önemli bir hal alıyor. Çünkü su; vücudun dengesi, kalori kontrolü, elektrolit dengesi ve kaslar için enerji, cilt güzelliği, böbrek sağlığı, kan hacminin düzenlenmesi ve beyin sağlığı, bağırsak hareketlerinin düzenlenmesi gibi birçok metabolik olayda bize yardımcı oluyor.
Su ihtiyacı sağlıklı bireyler için günde en az 2 litre diyoruz, tabii cinsiyet, ağırlık, beslenme, fiziksel aktivite düzeyi, iklim koşulları gibi pek çok faktör bunu değiştiriyor. Örneğin; protein ve tuz tüketiminiz faylaysa sıvı gereksiniminiz daha fazlalaşır. Egzersiz yapılan zamanlarda da yine su ihtiyacınız artar. Peki su içimimizi biraz daha arttırmak için neler yapabilirsiniz? Uyandığınızda su içmeden yataktan çıkmayın, su içmeyi eğlenceli hale getirin (neşeli bardaklarla-şişelerle veya sevdiğiniz meyve-sebzelerle zenginleştirerek), gözünüzün önünde hep su bulundurun (masada, arabada, çantada…), su içmek için hatırlatıcı uygulamaları da kullanın. Bende en çok işe yarayan yöntem buydu!” dedi.

PROF. KALKO: “İNMEDEN KORUNMAK İÇİN ‘ŞAH DAMARI ULTRASONU’ HAYATİ ÖNEME SAHİP”…



Şah damarı kaynaklı inmeler günden güne artış gösterirken uzmanlar erken tanının hayati önemine vurgu yapıyor. Prof. Kalko şah damarı kaynaklı inmeyi önlemek için ‘Şah damarı ultrasonunun’ 50 yaşından sonra mutlaka checkup programlarına dahil edilmesi gerektiğinin altını çiziyor.


Yaşlılık hastalığı olarak bildiğimiz inme günümüzde genç yaşlarda da görülmeye başladı. Genetik faktörler, yüksek tansiyon, diyabet, düzensiz beslenme, hareketsizlik, sigara gibi sorunlar ise inmeyi tetikliyor. Konu ile ilgili bilgi veren Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko,” İnmenin yaşlılık hastalığı olarak bilindiği genel kanı eskilerde kaldı maalesef. Günümüzde genç yaşlarda da inmeye rastlayabiliyoruz. Sağlık bakanlığının son verileri de tabloyu açık olarak önümüze seriyor. Türkiye’de her yıl 150 bin kişinin çeşitli sebeplerle felç geçirdiğini gösteren verilen bunların yüzde 70’nin şah damarı kaynaklı inmelerden oluştuğunu bize söylüyor. Hal böyle olunca koruyucu hekimliğin önemi artıyor. Hem biz hekimler hem de hastalar ve yakınları inmeye karşı uyanık olmak zorundalar. Bu anlamda daha fazla bilinçlendirme ve farkındalık kampanyaları yapmak zorundayız.” dedi.

Bu hayati 5’li ezberletilmeli.
Risk altındaki kişilere inmenin belirtilerini ezberletmek gerektiğinin önemine değinen Kalko,” Ben bu belirtilere hayati 5’li diyorum. Halkın bunları ezbere bilmesi gerekir. Aynı kalp krizinin belirtilerini ezberletmeye çalıştığımız gibi inmenin de belirtilerini halka ezberletmemiz lazım. Nedir bu belirtiler? Baş dönmesi, geçici konuşma bozukluğu, geçici görme kaybı, kol ve bacakta güçsüzlük, geçici şuur kaybı. Hasta bunlardan herhangi birini ya da herhangi birkaçını yaşadığı anda aklına mutlaka şah damarı muayenesi gelmeli. Çünkü erken tanı ile bu hastalığın önüne geçilebilir. Gerek medikal tedavi gerek hastanın durumuna göre stent ya da açık cerrahi ile şah damarının tamamen tıkanması ve felç gelişmesi önlenebilir.” şeklinde konuştu.

Checkup’lara şah damarı ultrasonu mutlaka dahil edilmeli.
Checkup programlarında şah damarı ultrasonun dahil edilmediğini ve bu yüzden şah damarı darlığı vakalarını atlanabildiğini ifade eden Prof. Kalko,” 50 yaşından sonra eğer bir kişinin ailesinde; anne, baba, dayı, amca, teyze gibi yakınlarında inme hikayesi varsa kişinin şikayeti olsun ya da olmasın her sene mutlaka şah damarı ultrasonu yaptırmasında fayda var. Öte yandan yüksek tansiyon hastaları, şeker hastaları, kalp hasları, düzensiz beslenenler, sigara içenler, hareketsiz yaşayanlar, aşırı strese maruz kalanlar da mutlaka şah damarı ultrasonu yaptırmaları gerekir.” şeklinde bilgi verdi.

Bu hastalar düzenli yaşamak zorundalar.
Hastalıklardan korunmak için en önemli faktörlerden birinin de düzenli yaşam olduğuna dikkat çeken başarılı cerrah,” Bu hastalar hayatlarında bir düzen oturtmak zorundalar. Düzenli doktor kontrolü onlar için çok önemli. Tedavilerini aksatmadan almaları gerekir. Beslenmelerini mutlaka buna göre düzenlemeleri gerekir. Ağır, yağlı, unlu, şekerli, aşırı tuzlu yiyeceklerden kaçınmaları gerekir. Akdeniz usulü beslenmeyi alışkanlık haline getirmeleri gerekir. Hareketsizlik damarların en büyük düşmanı. Bu yüzden her gün düzenli yürüyüş ya da egzersizi yaşam biçimi haline getirecekler. Sigarayı mutlaka bırakacaklar. Stres kontrolünü sağlamayı öğrenmeleri gerekir. Bunun için hobi geliştirin. Kitap okuyun, resim yapın, müzik dinleyin, dans edin, sosyal sorumluluk projelerine katılın, hayvan besleyin, çocuklarla daha fazla vakit geçirin. Bunlar sizi hayata karşı daha pozitif yapacaktır.” ifadelerini kullandı.


EMRE KAYA: 'KAYAHAN BENİM İLHAM KAYNAĞIMDI!'




Ünlü sanatçı Emre Kaya TRT Müzik ekranlarında her çarşamba canlı yayınlanan 'Emre Kaya Apayrı' programında çarpıcı açıklamalar yaptı. Ünlü sanatçı; 'Ben buralara tırnaklarımla kazıyarak geldim, bana kimse destek olmadı. Bende bu yüzden sesi çok güzel olan ancak kendisini gösterme fırsatı bulamayan gençleri programıma konuk olarak davet ediyorum' dedi.

Şarkıcı kimliğinin yanı sıra besteciliğiyle de Türkiye'nin en önemli starlarına şarkılar veren Emre Kaya; 'Besteciliğimin gelişmesinde Kayahan'ın rolü çok büyüktü. O'nu çok seviyorum. Onun şarkılarını dinleyerek kendimi geliştirdim. Onun vefat ettiği gün, konserimi iptal ettim. O benim İlham kaynağımdı' diyerek Kayahan'ın şarkılarından bir potpori sundu ve led ekranda Kayahan'ın fotoğraflarını ekrana verdi.

REYTİNGLER İYİ GELİNCE, TRT PROGRAMI UZATTI!

Öte yandan programın reytingleri beklenenin üzerine çıkınca TRT, Emre Kaya’nın gösterdiği bu başarıdan dolayı yeni dönemde de programı uzatma kararı aldı...
Programın ardından stüdyodaki hayranlarının isteğini kırmayarak onlarla fotoğraf çektiren Emre Kaya, bu anlamda da herkesin gönlünü fethetti.

8 Ocak 2019 Salı

TED KONFERANSINDA AYDİLGE DAMGASI...




Dünyaca ünlü TED konferanslarının Türkiye ayağında, müzisyen ve yazar kimliğiyle gençlerin rol modeli olan Aydilge, konuşmacı olarak sahne aldı. Dünyanın önde gelen düşünür ve sanatçılarının katıldığı ''Way Out'' (Çıkış Yolu) temalı konferans, Ankara Nazım Hikmet Kongre ve Sanat Merkezi'nde gerçekleşti.

Bugüne kadar Bill Gates, Al Gore, Ngozi Okonjo-Iweala, Isabel Allende ve İngiltere Başbakanı Gordon Brown gibi önemli isimlerin konuşmacı olarak yer aldığı konferansın 2019 Türkiye/Ankara ayağına, Aydilge'nin ''Evham ve Korkularla Barışmak'' başlıklı konuşması damga vurdu. Müzisyen kimliğinin yanı sıra, üniversitesini ve yüksek lisansını birincilikle bitirerek önemli akademik başarılara imza atan ve ilk romanı hala üniversitede kaynak kitap olarak okutulan Aydilge, duygusal olduğu kadar bilimsel de olan bir konuşmaya imza attı.
Eşini Ağlattı.

Günümüzde pek çok insanın sorunu haline gelen panik atak ile ilgili kendi deneyimlerini paylaşan Aydilge, kişisel mücadelesini açık yüreklilikle anlattığı için de herkesi duygulandırdı. Aydilge'yi, keman sanatçısı eşi Utku Barış Andaç da en ön sıradan izledi. Aydilge'yi izlerken çok duygulanan Andaç, göz yaşlarını tutamadı. Sonrasında harika bir keman performansıyla sahne alan Andaç, Aydilge ile beraber dinleyiciyi mest etti. 

Konferansı salonda yaklaşık bin kişi izlerken, internet üzerinden yapılan çevirili canlı yayında oturumlar, milyonlarca kişiye ulaştı. Konuşmanın tamamı, yakında konferansın resmi sitesinde de yayına girmiş olacak.