14 Şubat 2017 Salı

İNMEDE 1 HAFTALIK KRİTİK SÜRECE DİKKAT…

Şah damarına bağlı gelişen inmelerde 1 haftalık kritik süreç hayati önem taşıyor. Geliştirilen “İnme cerrahisi” tekniği ise bu süreçte uygulandığı taktirde uygun hastalarda olumlu cevaplar veriyor.



Beyne kan taşıyan atar damarların tıkanması kendini gösteren şah damarı hastalığı, zamanında tedavi edilmezse felçlere neden olabiliyor. İstatistikler Türkiye’de her yıl 150 bin kişinin felç geçirdiğini bildiriyor. Bu rakamın yüzde 60’ını ise şah damarı tıkanıklığına bağlı inmelerin oluşturduğunu bildiriyor.

Cerrahide tetkikler uygunsa hasta kurtarılabilir
“İnme Cerrahisi”ni şah damarına bağlı felçlerde uygulanan bir erken cerrahi yöntemi olarak tanımlayan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko, bu yöntemle klasik tıp bilgilerinin dışında uygulamalara yer verdiklerini bildirdi. Kalko, “Klasik tıp literatürü felç durumda hastaların bir ay bekletilmesini söyler. Çünkü felç bedende şiddetli bir deprem etkisi yaratır ve dokular zarar görür. Bu bekleme süresi neticesinde hastanın durumuna göre gerekirse cerrahi müdahale yapılabileceğini söyler. Öte yandan şah damarı yüzde yüz tıkanmış bir hastaya ameliyat tavsiye edilmez. Çünkü açılmayacağı düşünülür, risk faktörleri de yüksek olduğu için bu hastalar bekleme sürecine girer. Biz “İnme Cerrahisi”nde eğer tetkikler uygunsa, hastada kana aç canlı beyin dokusu gördüğümüz anda bu hastayı hemen ameliyata alıyoruz. Diğer taraftan şah damarı yüzde yüz tıkalı hastalarda da eğer tetkikler uygunsa beklemeden bu damara da müdahale ediyoruz. Felcin üzeride 1 hafta ya da en fazla 10 gün geçmiş uygun hastalar tedaviye cevap verebiliyor.” Dedi.


İnme merkezlerinde yapılan uygulamalara da değinen Kalko,”Pıhtı özellikle kalpte ise ve titreşim bozukluğu olup pıhtı atmışsa ya da şah damarı tıkalı ama pıhtı ile tıkanmışsa, erken dönemde ( ilk 3-4 saat ) damar yolundan serumla, biraz geç saatlerde ise ( ortalama 6 saat gibi )  anjiyo ile şah damarının içine pıhtı eritici ilaç verip, gerekirse oraya stent takılıyor. Ancak bu işlemler belli saate kadar yapılabiliyor. İnme Cerrahisinde ise  7 -8 saat sonra, birkaç gün sonra ya da bir hafta sonra müdahale edilen uygun hastalar söz konusu. Bu da demek oluyor ki, cerrahide eğer tetkikler uygunsa bu hastalar geriye dönebilir. Ama hiçbir vaka için kesin olarak döner denilemez bu İnme Cerrahisi’nde de geçerli.” Şeklinde konuştu.

Hasta ameliyatta sohbetle dinç tutuluyor
İnme Cerrahisini, Minimal İnvaziv Damar Cerrahisi tekniği ile lokal anestezi altında yaptıklarını ifade eden Prof. Dr. Yusuf Kalko,”Bu da özellikle ileri yaştaki hastalar için büyük önem teşkil ediyor. Çünkü bu hastalar sadece damar sorunları ile değil aynı zamanda şekerden, tansiyona, kalpten, akciğer sorunlarına kadar pek çok rahatsızlıkla da mücadele ediyor. Hastanın sadece boynunu uyuşturarak yaptığımız bu ameliyatta onlarla sohbet ediyoruz. Bu sohbet onları dinç tutuyor ve şuur kaybını önlüyor.

 Şuurda ufak da olsa bir bozulma olması durumunda hemen bir kanül yardımıyla beyne kan gönderip hastanın dinç kalmasını sağlıyoruz. Bu esnada damarın içini temizleyip hızlı bir şekilde kapatıyoruz. Operasyon 30 – 50 dakika arasında tamamlanmış oluyor.” Dedi.
Kalko şöyle devam etti,” Bu uygulamada damarlar ister yüzde 50, ister yüzde 90, ister yüzde 100 tıkalı olsun. Hasta hangi yetişkin yaş grubunda olursa olsun. Zamanla gelen kronik hastalıkları olanlar da dahil olmak üzere tetkiklerde ameliyata uygun gördüğümüz tüm hastalara müdahale ediyoruz. Lokal anestezi ile yaptığımız bu ameliyatta canlı yayın gibi hastayı takip ediyoruz. Ameliyatın faydalı olup olmayacağı daha en başında anlaşılıyor. Hasta kolunu, bacağını hareket ettirmeye ya da konuşmaya başlarsa sorunu çözdüğümüzü hemen fark ediyoruz. Ameliyat sonrası hastayı normal odaya alıyoruz birkaç gün içinde de taburcu ediyoruz. Bazı hastalarımızda çok nadir de olsa ameliyat sonrası felç riski de oluyor ancak bu yüzde iki gibi düşük bir oran.”



Başarı artıyor
Erken tanı ve semptomlar dahilinde felçleri önlemek adına yapılan bu ameliyatları felçli hastalara da uygulayan Yusuf Kalko yüz güldürücü sonuçlar elde ettiklerini ifade etti. Tecrübeli cerrah,” Dört yılda yaklaşık 500 felçli hastanın yürüme ve konuşma yetilerini tekrar kazandırmayı başardık. Bunların içinde yurt dışında da örnek gösterilen vakalar var. Ancak tekrar ediyorum. Cerrahi ne kadar ilerlerse ilerlesin, öncelikle sağlıklı ve düzenli yaşamı kişiler kendilerine prensip edinsin. Damar hastalıkları sizi ömür boyu takip edecektir. Herkesi kurtarmak isteriz ama ileri tetkiklerde ameliyata uygun gördüğümüz hastalar dışında bu mümkün değil.” Dedi. 

13 Şubat 2017 Pazartesi

 SEVGİLİYE SIRA DIŞI HEDİYE...


Erkekte sırma saç kadında kalın kaş modası Sevgililer Günü’ne de yansıdı. Hal böyle olunca Sevgililer Günü’nde yeni trend; kadına kaş, erkeğe saç ekimi hediyesi oldu. Saç ekim merkezlerinin uyguladığı özel sevgililer günü paketleri özellikle Avrupalıların büyük ilgisini çekiyor.

Türkiye’ye Avrupalı turist akımı durdu iddiaları uluslar arası camiada söylenedursun, Avrupalılar bunun tam aksini ispat edecek şekilde ülkemize gelmeye devam ediyor. Özellikle sağlık turizmi kapsamında izlenen fiyat politikası ve kalite anlayışından dolayı cazibe merkezi haline gelen Türkiye, yaratıcı ve güncel kampanya paketleri ile yabancıların ilgisini her koşulda çekmeyi başarıyor. Sevgililer gününe sayılı günler kala ise yabancıların hediye tendi saç ve kaş ekimi oldu.


Konu ile ilgili Türkiye’de saç ekimi konusunda önemli bir yere sahip ve uluslar arası çalışmaları ve başarıları ile adından söz ettiren Medical Park Saç Ekim Üniteleri Yöneticisi Songül Alcı’nın görüşlerine başvurduk. Alcı,”Saç ekimi ve estetik konusunda Türkiye’nin ve Türk uzmanlarımızın yıldızı yurt dışında ciddi anlamda parladı. Bu anlamda Avrupa’ya nazaran sadece ucuz olmamız değil bizi cazip kılan. Gerçekten kaliteli hizmet veren çok değeri merkezlerimiz, çok uzmanlarımız, çok değerli hekimlerimiz var. Bu kalite uygun fiyatla birleşince haliyle cazibe merkezi haline geliyoruz. Sağlık turizmi yoğunluğu her dönem gözleniyor ancak özel günler, tatiller bunu bir kat arttırıyor. Biz yılbaşı dönemi de Noel tatilini fırsat bilen çok fazla Avrupalıyı ağırladık. Özellikle İspanyollar ve Almanlar Noel’de hem turistik tatil hem de saç ekimi için İstanbul’daydı. Aynı yoğunluk Sevgililer Günü’nde de gözleniyor. İnsanlar eskiden sevgiliye çiçek hediye ederdi. Sonra pırlanta, tatil v.s. derken bir dönem estetik hediyeler çok moda oldu. Birkaç yıldır da saç ve kaş ekimi de Sevgiler Günü hediyelerinin arasına girmeyi başardı.” dedi.




Dünyadaki moda ve trendler hediye alma anlayışına da şekil veriyor…
Saç ve kaş ekimi gibi konuların hediye edilmesinin sırma saç ve kalın kaş modası ile bağlantılı olup olmadığını sorduğumuz Songül Alcı,”Dünyada trend olan her şey insanların tercihlerine ve fiziklerine de yansıyor haliyle. Nasıl ki yüksek bel pantolon modası geri geldi bir dönem trend olan kalın kaş, gür saç modası da şu anda kadınların ve erkeklerin en büyük tutkusu. Ünlü, ünsüz, genç yaşlı herkeste bu akımı görebiliyoruz. Erkekler gür ve dolgun görünüşlü saçlara sahip olmak için saç ektiriyor. Bu kadar da değil sakal ve bıyık estetiği dediğimiz bir olay daha var. Sakal ve bıyığın da trend olması ile beraber bir süredir sakal ve bıyık ektirenler de oldukça fazla. Öte yandan kadınları artık kalın kaşlarla görüyoruz. Kalın kaşa sahip olmanın pek çok farklı yöntemi var. Ancak bunların arasında en doğal ve kalıcı olanı kaş ekimi… Dolayısı ile kadınlar da yoğun bir şekilde kaş ektiriyor diyebiliriz. Sevgililer Günü’nde bu tarz uygulamalar da sevgililer arasında hediye trendi oldu. Erkekler kadınlara kaş ekimi, kadınlar da erkeklere saç ekimi ya da sakal, bıyık ekimi hediye ediyor. Cazip kampanyalı sevgili paketleri de tercih edilirliği arttırıyor. Ayrıca nişanlı çiftler de evlilik öncesi ve yaza hazırlık aşamasında saç ve kaş ekimine yoğun ilgi gösteriyor.”şeklinde konuştu.