İNMEDE
1 HAFTALIK KRİTİK SÜRECE DİKKAT…
Şah
damarına bağlı gelişen inmelerde 1 haftalık kritik süreç hayati önem taşıyor.
Geliştirilen “İnme cerrahisi” tekniği ise bu süreçte uygulandığı taktirde uygun
hastalarda olumlu cevaplar veriyor.
Beyne kan taşıyan atar damarların tıkanması kendini gösteren
şah damarı hastalığı, zamanında tedavi edilmezse felçlere neden olabiliyor.
İstatistikler Türkiye’de her yıl 150 bin kişinin felç geçirdiğini bildiriyor.
Bu rakamın yüzde 60’ını ise şah damarı tıkanıklığına bağlı inmelerin
oluşturduğunu bildiriyor.
Cerrahide
tetkikler uygunsa hasta kurtarılabilir
“İnme Cerrahisi”ni şah damarına bağlı felçlerde uygulanan
bir erken cerrahi yöntemi olarak tanımlayan Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı
Prof. Dr. Yusuf Kalko, bu yöntemle klasik tıp bilgilerinin dışında uygulamalara
yer verdiklerini bildirdi. Kalko, “Klasik tıp literatürü felç durumda
hastaların bir ay bekletilmesini söyler. Çünkü felç bedende şiddetli bir deprem
etkisi yaratır ve dokular zarar görür. Bu bekleme süresi neticesinde hastanın
durumuna göre gerekirse cerrahi müdahale yapılabileceğini söyler. Öte yandan
şah damarı yüzde yüz tıkanmış bir hastaya ameliyat tavsiye edilmez. Çünkü
açılmayacağı düşünülür, risk faktörleri de yüksek olduğu için bu hastalar
bekleme sürecine girer. Biz “İnme Cerrahisi”nde eğer tetkikler uygunsa, hastada
kana aç canlı beyin dokusu gördüğümüz anda bu hastayı hemen ameliyata alıyoruz.
Diğer taraftan şah damarı yüzde yüz tıkalı hastalarda da eğer tetkikler uygunsa
beklemeden bu damara da müdahale ediyoruz. Felcin üzeride 1 hafta ya da en
fazla 10 gün geçmiş uygun hastalar tedaviye cevap verebiliyor.” Dedi.
İnme merkezlerinde yapılan uygulamalara da değinen
Kalko,”Pıhtı özellikle kalpte ise ve titreşim bozukluğu olup pıhtı atmışsa ya
da şah damarı tıkalı ama pıhtı ile tıkanmışsa, erken dönemde ( ilk 3-4 saat )
damar yolundan serumla, biraz geç saatlerde ise ( ortalama 6 saat gibi ) anjiyo ile şah damarının içine pıhtı eritici
ilaç verip, gerekirse oraya stent takılıyor. Ancak bu işlemler belli saate
kadar yapılabiliyor. İnme Cerrahisinde ise
7 -8 saat sonra, birkaç gün sonra ya da bir hafta sonra müdahale edilen
uygun hastalar söz konusu. Bu da demek oluyor ki, cerrahide eğer tetkikler
uygunsa bu hastalar geriye dönebilir. Ama hiçbir vaka için kesin olarak döner
denilemez bu İnme Cerrahisi’nde de geçerli.” Şeklinde konuştu.
İnme Cerrahisini, Minimal İnvaziv Damar Cerrahisi tekniği
ile lokal anestezi altında yaptıklarını ifade eden Prof. Dr. Yusuf Kalko,”Bu da
özellikle ileri yaştaki hastalar için büyük önem teşkil ediyor. Çünkü bu
hastalar sadece damar sorunları ile değil aynı zamanda şekerden, tansiyona,
kalpten, akciğer sorunlarına kadar pek çok rahatsızlıkla da mücadele ediyor.
Hastanın sadece boynunu uyuşturarak yaptığımız bu ameliyatta onlarla sohbet
ediyoruz. Bu sohbet onları dinç tutuyor ve şuur kaybını önlüyor.
Şuurda ufak da
olsa bir bozulma olması durumunda hemen bir kanül yardımıyla beyne kan gönderip
hastanın dinç kalmasını sağlıyoruz. Bu esnada damarın içini temizleyip hızlı
bir şekilde kapatıyoruz. Operasyon 30 – 50 dakika arasında tamamlanmış oluyor.”
Dedi.
Kalko şöyle devam etti,” Bu uygulamada damarlar ister yüzde
50, ister yüzde 90, ister yüzde 100 tıkalı olsun. Hasta hangi yetişkin yaş
grubunda olursa olsun. Zamanla gelen kronik hastalıkları olanlar da dahil olmak
üzere tetkiklerde ameliyata uygun gördüğümüz tüm hastalara müdahale ediyoruz.
Lokal anestezi ile yaptığımız bu ameliyatta canlı yayın gibi hastayı takip
ediyoruz. Ameliyatın faydalı olup olmayacağı daha en başında anlaşılıyor. Hasta
kolunu, bacağını hareket ettirmeye ya da konuşmaya başlarsa sorunu çözdüğümüzü
hemen fark ediyoruz. Ameliyat sonrası hastayı normal odaya alıyoruz birkaç gün
içinde de taburcu ediyoruz. Bazı hastalarımızda çok nadir de olsa ameliyat
sonrası felç riski de oluyor ancak bu yüzde iki gibi düşük bir oran.”
Başarı
artıyor
Erken tanı ve semptomlar
dahilinde felçleri önlemek adına yapılan bu ameliyatları felçli hastalara da
uygulayan Yusuf Kalko yüz güldürücü sonuçlar elde ettiklerini ifade etti.
Tecrübeli cerrah,” Dört yılda yaklaşık 500 felçli hastanın yürüme ve konuşma
yetilerini tekrar kazandırmayı başardık. Bunların içinde yurt dışında da örnek
gösterilen vakalar var. Ancak tekrar ediyorum. Cerrahi ne kadar ilerlerse
ilerlesin, öncelikle sağlıklı ve düzenli yaşamı kişiler kendilerine prensip
edinsin. Damar hastalıkları sizi ömür boyu takip edecektir. Herkesi kurtarmak
isteriz ama ileri tetkiklerde ameliyata uygun gördüğümüz hastalar dışında bu mümkün
değil.” Dedi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder