27 Aralık 2019 Cuma

TÜRKAN ŞORAY'A TEKLİF...


Oyuncu ve müzisyen Metin Çanak, ilk Türk kadın ressam Mihri Müşfik’in hayatının belgesel yapmak için çalışmalara başladı.

Çanak, Müşfik’in olgunluk yıllarını oynaması için Türkan Şoray’a teklif götüreceğini söyledi. Çanak “Bu belgesel film 45 dakikalık 3 bölüm halinde çekilecek. Yayıncı kuruluş ile görüşmeler henüz neticelenmedi. İlk önceliğimiz TRT olacak. Türk halkının takdirine mazhar olmuş olan Türkan Şoray’ın bu projeye büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum” dedi.

BARAJ DİZİSİNDE BAŞROL BİLMECESİ



Yapımcılar Fatih Aksoy ve Yağmur Ünal iki kadın oyuncu arasında kaldı…

FOX TV’de bir süre sonra yayınlanması planlanan ve yapımcılığını Fatih Aksoy ile Yağmur Ünal’ın üstlendiği; yönetmenliğini de Hasan Tolga Pulat’ın yaptığı “Baraj” dizisinde başrolü oynayacak kadın oyuncu henüz kesinlik kazanmadı….

42 yıl önce filmi çekilen ve başrollerinde Türkan Şoray ile Tarık Akan’ın oynadığı “Baraj” filmi diziye uyarlanırken; yapımcılar Fatih Aksoy ve Yağmur Ünal; Türkan Şoray’a benzer bir karakter için Burcu Kıratlı ve Biran Damla Yılmaz ile görüşüyor….

Türkan Şoray’ı canlandıracak karakter için Burcu Kıratlı öne çıkıyor… Gözleri ve fiziğiyle “Yeni nesil Türkan Şoray” olarak olarak tanınıyor…. Biran Damla Yılmaz ise gerek renkli gözlü oluşu ve gerekse de Türkan Şoray’a hiç benzerliği yok..

Burcu Kıratlı Emrah ile oynadığı ve atv’de yayınlanan “Aşk ve Mavi” dizisinden sonra henüz rol almadı…. Biran Damla Yılmaz ise Mucize 2 Aşk filmi ve yine atv’de yayınlanmasına karşın erken final yapan “Canevim” dizisinde rol aldı….

Yüzünün eskimemiş olması Biran Damla Yılmaz’ın aksine Burcu Kıratlı’ya avantaj sağlıyor….

Bakalım Aysel karakterini kim canlandıracak? Bunun da kararını yapımcılar Fatih Aksoy ve Yağmur Ünal verecek….

23 Aralık 2019 Pazartesi

AKCİĞER KANSERİ TEDAVİSİ KİŞİYE ÖZEL PLANLANMALIDIR…


En sık görülen ve ölümcül kanserlerden biri akciğer kanserinin çevre kirliliğinin de artması ile birlikte daha ciddi boyutlara ulaşacağı tahmin ediliyor. Uzmanlar ise akciğer kanserinde erken tanıya dikkat çekerken tedavilerin kişiye özel olarak planlanması gerektiğinin altını çiziyor.

Akciğer kanseri tedavisinde kişiye özel tedavi modelini anlatan Göğüs Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Özkan Demirhan,“ Akciğer kanseri en sık görülen ve ölümcül kanser türlerinden biridir. Akciğer kanseri tedavisi her zaman kişiye özel olmalıdır. Cerrahi tedavi de cerrahi sonrası onkolojik tedaviler de kişiye özel olarak planlanır. Standart gibi görünse de bu tedaviler kişiye özel bazı faktörler vardır. Bu faktörleri sıralamak gerekirse; genetik testlerin yapılması, kişinin beslenme şekli ve şartları, kişinin psikolojisi gibi durumlara göre tedavi şekli değişmektedir. Akciğer kanserinin artışında çevresel faktörlerin günden güne bozulması, hava kirliğinin artması, tütün ve tütün ürünlerinin daha özendirici hale getirilmesi akciğer kanseri oranlarını arttırmaktadır.” dedi.

Multidisipliner tedavi yaklaşımı ileri evre akciğer kanserinde de başarı sağlayabiliyor.

İleri evre akciğer kanserlerinde de uygun hastalara tedavi imkanı doğabileceğini ifade eden Dr. Demirhan,”Akciğer kanseri sinsi ilerlediğinden ve genellikle ileri evrede belirti verdiğinden tanı aşamasında gecikmeler yaşanabiliyor. Bu da kanserin tedavi aşamasını sekteye uğratıyor. Ancak geliştirilen multidisipliner tedavi yaklaşımları uygun ileri evre akciğer kanseri hastalarına da umut olabiliyor. İleri evre akciğer kanseri 3'üncü ve 4'üncü evre değimiz evrelerdir. Evre 3 hastalık lokal ileri dediğimiz, kanserin olduğu yerden biraz daha komşu dokulara girmiş ve lenf nodlarını tutmuş halidir. Evre 4 ise uzak organ metastazı yapmış kemik, karşı akciğer, böbrek üstü bezleri, beyin ve karaciğere metastaz yapmış halidir. Bu belirtilen bölgeler akciğer kanserinin en sık yayılım yaptığı yerlerdir. Hastaya böyle bir tanı konduğunda izlenecek tedavi yolu şöyledir. Eğer 3'üncü ve 4'üncü evre tespit edilmişse burada hücre tipi çok önemlidir. Hücre tipinde adenokarsinom dediğimiz hücre tipi çıkmışsa bunlarda bazı genetik testler yapılarak hedefe yönelik tedaviler yapılabilir. Küçük hücreli dışı alt grup ların dan  Adenokarsinom ve Skuamöz hücreli kanserlerde  genetik testler sonrası yapılan tedaviler nokta atışlı tedavilerdir. Diğer hücre tiplerinde de hedefe yönelik tedavilere başlanmıştır ama adenokanser kadar değil. Kemoterapi alınabiliyor ve yerine göre örneğin beyinde metastaz varsa radyoterapi uygulanabiliyor veya göğüs kafesi içinde radyoterapi uygulanarak akciğer kanseri evresi gerileyebiliyor. Yine lenf bezinden dolayı evre 3'e girmiş bir kanserde tedaviden sonra özellikle bir lenf bezi tutulumu varsa orada onun yeniden evrelenerek evvelden tümörün olduğu yerin kemoterapi ya da radyoterapiden sonra yok olduğunu görebiliyoruz. O zaman ameliyat şansımız doğuyor. Ama bir istasyon olduğu zaman cerrahi şansımız yüksek. Eğer bir istasyondan fazla tutulum varsa başarı şansı düşüktür cerrahi seçilmiş hastalarda gündeme gelebilir. Tüm bu tetkikler dikkatle ve titizlikle incelendikten sonra hastanın durumu uygunsa multidisipliner bir yaklaşımla tedavi planlanır.” şeklinde konuştu

Hastanın moral ve motivasyonu tedaviyi etkiliyor.

Hastalığın ve tedavinin seyrinde moral ve motivasyonun büyük önem taşıdığına dikkat çeken Dr. Demirhan, ”İleri evre akciğer kanseri vakalarında gerileme olduğunu gözlemliyoruz ancak hastalık yok hasta var mantığını unutmamak gerekir. Tümör de insanlar gibidir. Aynı kanser türü farklı insanlarda farklı seyir gösterebilir. Kimisi çok saldırgan ve agresif seyrederken kimisi de çok yavaş ve stabil seyreder. O yüzden tedaviden hiçbir zaman vazgeçmemek lazım, şansım yok diye düşünüp moral bozmamak lazım. İnsanların direnmesi gerekir bu hastalığa.” ifadelerini kullandı.

MİDE KANSERİNDE ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIYOR…



Kansere bağlı ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alan mide kanseri kilo kaybı, karın ağrısı, kusma, midede şişkinlik gibi belirtiler veriyor. Mide kanserinden korunmak için ise özellikle tuzlu ve tütsülenmiş yiyeceklerden uzak durmak gerekiyor.

Mide kanseri ile ilgili önemli bilgiler paylaşan Medigold Sultan Hastanesinden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kar,” Mide kanseri sıklıkla 50-60’lı yaşlarda kadınlara nazaran daha çok erkeklerde görülen, kansere bağlı ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer alan tehlikeli bir kanser türüdür. Tuzlu yiyecekler, tütsülenmiş ve mangalda hazırlanmış yiyecekler, helikobakter pilori enfeksiyonu, sigara, geçirilmiş mide ameliyatları, kronik atrofik gastrit (mide yüzeyinin uzun süreli iltihabı), pernisiyöz anemi gibi nedenler mide kanseri riskini arttırır. İştahsızlık, kilo kaybı, karın sağrısı, halsizlik, bulantı, kusma, midede şişkinlik, karaciğer büyümesi, karında sıvı birikmesi gibi belirtiler verir. Böyle bir durumda hastaların acil olarak uzmana başvurup endoskopi yaptırmaları tavsiye edilir. “dedi.

Ülkemizde en sık rastlanan kanserler arasında.

Mide kanserinin ülkemizde en sık rastlanan kanser türlerinden biri olduğuna dikkat çeken Fatih Kar erken tanının önemine dikkat çekti. Kar,” Mide kanseri çeşitli nedenlerden ötürü mide mukozasında kötü huylu tümörlerin gelişmesi sonucunda gerçekleşir. Mide kanseri tüm kanserler arasında en sık karşılaşılan dördüncü kanserdir. Ülkemizde en sık rastlanan kanserler arasındadır. Midenin herhangi bir bölgesine yerleşen ve genellikle lenf bezleri, karaciğer, akciğer gibi organlara yayılım yapabilir. Erken tanı bu kanserde de büyük önem taşıyor. Doğru tedaviler uygulanarak mide kanseri kontrol altına alınabilir. Korunmada ise uzman kontrolü ve doğru beslenme büyük rol oynuyor.” ifadelerini kullandı.

Ameliyat sonrası düzenli kontrol şart.

Mide kanseri tedavilerinin multidisipliner bir yaklaşımla planlandığını ifade eden Kar,” Erken evrede tanı konulan uygun hastalara ameliyat şansı doğmaktadır. Yaklaşık 2-5 saat süren mide ameliyatı sırasında midenin büyük bir kısmı veya tamamı alınmaktadır. Mide ameliyatı sonrası da hastaların mutlaka düzenli doktor kontrolünde kalması gerekir. Hastanın beslenme programını ve şeklini uzmanların önerdiği şekilde düzenlemesi gerekir. İleri evrede tanı konmuş hastalara cerrahi önerilmemektedir. Bu yüzden erken teşhis mide kanserinde hayat kurtarıcıdır. Mide kanseri genellikle geç dönemde şikayet verir. Bu nedenle hastalar çoğunluğu yakalandığında ileri evrelere ulaşılmış olmaktadır. Erken teşhis edildiğinde ise tamamen iyileşme sağlanabilmektedir. Bu nedenle toplumsal bilinçlenme mide kanserinin önlenmesi ve tedavisinde çok önemlidir. Belli aralıklarla kontrol olmak ve endoskopi yaptırmak erken teşhiste çok önemlidir.” şeklinde konuştu. 

R&B VE HİP HOP MÜZİK SEVERLERİN FAVORİSİ DJ BIG G



Son yıllarda ismini sıkça duyduğumuz Big G 2000 yılından beri eğlence sektörünün içerisinde yer alıyor. Yaptığı işlerde mükemmeliyetçi tarzı ön planda tutan Big G bir mekanda da en önemli unsurun DJ ve müzik olduğunu düşünüyor. R&B ve Hip Hop müzik tarzına olan ilgisi onu R&B müziğin merkezi olan Amerika’yı keşfe çıkartıyor. Orada bu müziği yapan en iyi mekanları gezerek, okuyarak ve dünyadaki müzikleriaraştırarak Hip Hop ve R&B tarzında  uzmanlaşıyor.  Uzun yıllar iyi mekanların işletmeciliğini yapan Big G, bu müzik tarzının en iyi performanslarını ortaya koymak için gemininkaptanı olarak DJ kabininde karşımıza çıkıyor. 
Kabinde yerini aldığı ilk günden beri büyük beğeni toplayan DJ Big G, dünyadaki müzikleri yakından takip ederek playlistine ekliyor. Hip Hop ve R&B müzik severlerin yakından takip ettiği DJ Big G, şarkı seçimleri kadar sahne tarzıyla da beğeni topluyor.
Yaptığı müzikle fark yaratmayı başarmış olan Dj Big G, sahne aldığı mekanlarda bir çok ünlü ismi ağırlıyor. Yurtdışından Türkiye’ye seyahat eden Hip Hop ve R&B müzik severler de Dj Big G’yi sahnesinde dinlemek için bu mekanları ziyaret ediyor.