8 Nisan 2017 Cumartesi



‘ACİL ZAYIFLAMAM LAZIM’ DİYENLERE PANCARLA ZAYIFLAMA FORMÜLÜ…

Yaz kapıda. Her ne kadar Nisan hala bizi üşütmeye devam etse de sıcak yaz günlerine kavuşmak üzereyiz. Yaz denilince panik başlar. Çünkü kıştan kalma kilolar canımızı sıkar. Öyle ya, gardıroptan ince kıyafetler, en sevdiğimiz elbiseler, daracık jeansler, şortlar çıkacak. Yeni bikini ve mayo kreasyonları da efsane… Özetle yaza fit girmek lazım. Hem de acil olarak.

Beslenme, Diyet ve Fitoterapi Uzmanı Gizem Keservuran imdadımıza yetişti. Müthiş bir pancarlı detoks tarifi verdi. Hem çok faydalı hem de zayıflamaya yardımcı. Ben bilgileri aldım siz de hemen not edin isterseniz.

İşte Diyetisyen Gizem Keservuran’ın önemli bilgileri…


Pancar suyu ve Probiyotik ile akşam detoksu tarifi.

Doğru bağırsak florasına sahip değilseniz ne yaparsanız yapın kilo veremezsiniz. Ya da tehlike sınırında kilo verirsiniz. Bu nedenle ilk yapmanız gerekenlerden biri de bağırsaklarınızın florasını dengelemek olacaktır. Yakın zamanda yapılan bilimsel çalışmalar da probiyotikler ile sağlıklı kilo vermenin birbiri ile doğru orantılı olduğunu göstermektedir.

O zaman hazırlayacağımız ‘Akşam Detoksu’ için içeriğimizi hazırlayalım.

3 Adet taze pancar. Sert, yuvarlak, lekesiz ve yoğun kırmızı renkte olanları tercih edin.
100 ml. Probiyotik

‘Akşam Detoksu’nun hazırlanışı:

3 adet pancarınızı yıkadıktan sonra 4 parçaya bölün ve meyve sıkacağında sıkın. Posasını tekrar sıkmayın. Çıkardığınız pancar suyuna 1 tatlı kaşığı Probiyotik ekleyin ve hafifçe karıştırın.


Bunu her akşam yemeği öncesi veya yemek sırasında için. Hem yemeği az yiyeceğiniz gibi hem de sindirim sisteminizi düzenleyecek ve kilo vermenizi hızlandıracaktır.

‘Akşam Detoksu’ ve pancarın sihri.

Ispanakgiller ailesinden olan pancar, geçtiğimiz yılın gözde süper besinlerinden biriydi. Hiç de haksız sayılmaz, bu popülerliği fazlasıyla hak ediyor. Pancar yağ oranı düşük, antioksidanlarla kaplanmış adeta bir vitamin ve mineral deposu. Pancarın yeşil yaprakları demir ve A ve C vitamini deposu iken, kendisi yani yumru kısmı kusursuz bir folik asit, manganez, potasyum ve lif kaynağıdır.

Pancar yıllardır karaciğer detoksunda kullanılıyor, aynı zengin içeriği ile karaciğerin detoks kapasitesini arttırma özelliğine sahip. Pancardaki kalori oranı çok düşük olduğu gibi yüksek oranda lif içeriyor. Bu da kilo almanıza sebep olabilen yiyeceklerden daha az tüketmenizi sağlıyor.

Pancar glutatyon peroksidaz enzimini içeriyor. Bu enzim de beyaz kan hücrelerinin artmasını sağlıyor. Aynı zamanda da amino asitlerden glutaminin de zengin kaynağıdır.

Kilo vermeye çalıştığınızda çoğu doğal sebzeyi yemeniz harika bir yol diyebiliriz. Fakat özellikle pancar ile hazırlayacağınız ‘Akşam Detoksu’ ihtiyaç duyduğunuz enerjiyi ve tokluk hissini verdiği gibi bağırsakların da doğru çalışmasını sağlayarak kilo verme sürecinizde vazgeçilmez olacaktır.




Pancar mı, Pancar Suyu mu?

İşte dikkat edilmesi gereken soru. 1 Pancar  8 mg  (+-2) şeker içerir. Buda zayıflamak isteyen kadınlar için istenmeyen bir durum. Fakat pancarın suyu sıkıldığında şeker / karbonhidrat  posa kısmında kalır ve süzülmez. Bu nedenle pancar suyu şekersiz ve bol lifli içeriği ile (2.3gr) tok tutarken bağırsakları da maksimum düzeyde çalıştırır. Ayrıca içeriğindeki B1, B2, B3 ve B6 vitaminleri ile birlikte demir ve karoten açısından da zengindir.


7 Nisan 2017 Cuma



UÇAN BALONDAKİ HELYUM GAZI ÖLDÜRDÜ...

'Öldürdü' şeklinde başlık atmayı sevmiyorum ama bu sefer özellikle atmak istedim. Ölen henüz 9 yaşında bir çocuk çünkü. 
Çocuklar ölmesin diyoruz hep. Ama her gün ölüyor çocuklar. Savaşta ölüyor, kazada ölüyor, hainlerin kimyasal silahları ile ölüyor, sapıkların elinden ölüyor, sokakta oyun oynarken ölüyor, bakkala giderken ölüyor, fırına giderken ölüyor. Her gün ölüyor çocuklar. 

Birkaç gün önce doğum günü kutlaması bir çocuğun sonu oldu. Adını yazmayacağım. Çok sevdiğim bir hocamın yakını. Balonun içindeki helyum gazını solumuş. Özenmiş yavrucak. "Televizyonda abilerim ablalarım soluyunca sesleri çok komik çıkıyor. Ben de size komiklik yapacağım." Demiş. Bu da son sözü olmuş zaten. 
Bir iki nefes sonra kalbi durmuş. 3 günlük bir yoğun bakım mücadelesi oldu. Bizzat ben de çok dua ettim ama olmadı. Dün toprağa verildi. Bugün de muhtemelen gazeteler yazar. Sonra ana haberler de haber yapar. "Öldürüyormuş." Derler. Ertesi gün de unuturuz. Televizyonda soytarılık aracı olarak kullanılmaya devam eder bu katil gaz. 

Hani pisi pisine ölüm derler ya bu da böyle bir şey. Allah'a inancım sonsuz. Tabii ki taktiri ilahi. Ancak önlem alınacak konuda da önlem almak lazım kanımca. 


Yazmak istedim. Bilmesem bu olayı, fırsatını bulduğunda ben de denerdim, sorgulamadan. İşin ucunda komiklik var ya. Toplumca pek bir merak sardık komik olmaya. Siz de denersiniz belki. Çocuklarımız da dener. Lütfen denemeyin. Lütfen yasaklansın.

6 Nisan 2017 Perşembe



UYKUSUZ GECELERE ÇARE 'SOĞAN'

Bahar kendini iyice gösterdi. Ağaçlar çiçek açtı, mis gibi çiçek kokusu sardı her yanı. Ancak alerjiler de aldı başını yürüdü. Bir de buna viral enfeksiyonlar ve grip salgını da eklenince eyvah eyvah...

Tam bir hafta oldu. Bir türlü geçmek bilmeyen burun akıntısı, geniz akıntısı ve buna bağlı öksürük tabi. Zavallı minik oğlum gecelere küstü adeta. Uykuya dalmaya korkar oldu. Burnu tıkandığından dolayı sıçrayarak uyanıyor. Çok korkuyor haliyle. Bu yüzden uyumak istemiyor. Sabahlara kadar ninni, sabahlara kadar kucak, sabahlara kadar dizde sallamak... Ama nafile...

Ne okyanus suları, ne buhar, ne de sıcak banyo. Hepsinin etkisi geçici oluyor. Kuzum rahatladı derken yine başlıyor kabuslar.

İnsan böyle bir durumda çare aradıkça arıyor. Bir gece sabaha kadar uyumayınca açtım interneti araştırdım yine. Bir çok forumda, haberde ve makalelerde soğanın burun açıcı etkisinden bahsediyor. Bahsediyor ancak imkanı yok. Soğanın kokusunu 1 kilometre ileriden duyduğum anda midem altüst oluyor. 'İmkanı yok sabaha kadar soğanla kucak kucağı uyumamın.' Dedim durdum ama konuştum sadece kendi kendime...



Hemen bir soğanı ikiye böldüm komodinin üstüne koydum. Oğlumla yatağımız henüz yan yana. Daha küçük bebeğim, kıyamadım odasını henüz ayırmaya. Çok geçmedi 15-20 dakika sonra soğan etkisini gösterdi. Yavrumun burnu açıldı. Mışıl mışıl uyudu sabaha kadar. Tabi benim de genzim inanılmaz rahatladı. Soğandan tiksinerek ona haksızlık etmişim meğer. :) Rabbim hiç bir şeyi boşuna yaratmamış. 

Aynı sorunu yaşayan milyonlarca insan vardır. Onun için hemen kaleme almak istedim. Bu arada soğanın faydaları ve nefesi nasıl açtığı ile ilgili pek çok bilgi sahibi oldum tabi ama buradan yazmayacağım. Google'ye girip aradığınızda çok değerli uzmanların ağzından çok önemli bilgiler var. Bence onlara göz atmak daha mantıklı, faydalı başka şeyler de öğrenmeyi sağlayacaktır. 





5 Nisan 2017 Çarşamba


MUTFAKTAKİ ŞİFA DEPOSU ‘EV YAPIMI YOĞURT’

Endüstriyel yoğurdun önemli kanser nedenlerinden biri olduğuna dair önemli açıklamalarda bulunan İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Onkoloji Enstitüsü'nden Dr.Yavuz Dizdar,"Dolapta bekleyen yoğurdu haftalar boyunca üstten yemeye devam etseniz bir şey olmuyor. Bunu ben defalarca test etmiş biri olarak biliyorum. Biraz dikkat eden herkesin de bildiğini düşünüyorum. Bir ürün bu kadar çok tüketiliyorsa, bu kadar derin bir değişime gitti ise sorun var demektir. Bir gıdanın bozulma biçiminin dönüşmüş olması, ekşimenin ötesinde küflenmeyi bile atlıyor olması, içerikte çok fazla değişiklik yapıldığını gösterir. Kimse kusura bakmasın. Bunlar yoğurt değil. Bu yoğurt yöntemi bilinçli bir şekilde Türkiye'ye dayatılıyor. Bu güçler, yoğurda ilişkin Türkiye'deki yasal tebliğleri bile değiştirdi." şeklinde konuştu.
Bu açıklamaların ardından dikkatler bir kez daha ev yoğurduna yöneldi.


Bebeğim ek gıdaya geçtiğinden bu yana ev yoğurdu ile tanıştık. Yaklaşık 6 aydır evimize ambalajlı yoğurt girmiyor. Geçtiğimiz gün bir davette yoğurtlu bir salatayı tattım ve çok sevmeme rağmen yiyemediğimi fark ettim. Çünkü bu yoğurdun benim bir süredir yaptığım doğal yoğurtla uzaktan yakından lezzet alakası yoktu.
Doğal yoğurt bebeğim için şüphesiz çok sağlıklı ancak bebeğim sayesinde benim de yaşam kalitemde çok şey değişti. Sürekli şişkinlik, bağırsak sorunları, vücut ağrıları, kan şekeri düzensizlikleri gibi şikayetlerim vardı. Ancak bunları bir süredir yaşamadığımı fark edince biraz araştırma yaptım. Meğer ev yapımı yoğurdun bilmediğimiz pek çok faydası varmış.

İşte onlar:
-      -  Prebiyotik zengini olduğundan bağırsak sağlığını koruyor. Kabızlık, ishal, hazımsızlık, şişkinlik gibi sorunların önüne geçiyor.
-       - Karın yağlarının yakımını kolaylaştırıyor. Kesinlikle doğru çünkü doğumdan sonra 1 yıl içerisinde yaklaşık 20 kilo verdim. Sezeryana rağmen karnım dümdüz.
-       - Tansiyonu dengeliyor.
-       - Bağışıklık sistemini güçlendiriyor.
-       - Diş ve kemik sağlığını destekliyor.
-       - Kolesterolü düzenliyor.
-       - Mantar enfeksiyonlarını engelliyor.
-       - Kasları güçlendiriyor.

Bu kadar faydası olan doğal yoğurdun reçetesi nedir peki? Ben Youtube’de sayısız video izledim, sayısız tarifi okudum. 7 defa başarısız denemeden sonra 8’incide muhteşem bir yoğurt yapmayı başardım.

İşte o tarif…

1 litre inek sütü ve 1 litre manda sütünü süzdükten sonra kaynatmaya başlayın. Süt kaynamaya başlayınca bir kepçe yardımı ile yaklaşık 10 dakika sürekli karıştırın. Ardından soğumaya bırakın. Serçe parmağınızı süte batırdığınızda 10 saniye kadar yanma hissetmeden sütün içinde tutabiliyorsanız, bu yoğurt mayalamaya hazır demektir. Ayrı bir kaseye 3 çorba kaşığı kadar yoğurt alın ve ılınan sütle karıştırın


 Ardından bu karışımı kaynattığını sütün içine, tencerenin kenarından boşaltarak hafif karıştırın. Tencerenin kapağını kapatın, kalın bir battaniyeye sarın ve 10-12 saat bekletin. Daha sonra da buzdolabına kaldırın.