16 Kasım 2019 Cumartesi

RECEP İVEDİK’İN HALAY TÜRKÜSÜ



Yurtseven Kardeşler’in düğün eğlencelerinin vazgeçilmezi haline gelen “Halayımız Bitmesin” türküsü, “Recep İvedik” serisinin 6’ncı filmine de damgasını vurdu.
Yurtseven Kardeşler’in “Halayımız Bitmesin” türküsü, uzun yıllardır düğün ve kına eğlencelerinin vazgeçilmezi. Sadece Türkiye’de değil, Almanya başta olmak üzere pek çok ülkede de eğlence organizasyonlarında çalınan bu türkü, “Recep İvedik” serisinin 6’ncı filmiyle yeniden gündeme geldi.
SİNEMA SALONLARI KAHKAHAYA BOĞULDU
“Halayımız Bitmesin”, ilk 3 günde 1 milyonu aşkın kişi tarafından izlenerek 2019 yılının en iyi açılışını yapan “Recep İvedik 6” filmine de damgasını vurdu. Filmin en komik bölümleri arasında yer alan, Recep İvedik’in halay çektiği o sahne sinema salonlarını kahkahaya boğdu.

HALAYIMIZ BİTMESİN
Gelin halay çekelim
Hep el ele verelim
Gelin halay çekelim
Hep el ele verelim
Halayımız bitmesin
Eğlenelim dönelim
Halayımız bitmesin
Eğlenelim dönelim

14 Kasım 2019 Perşembe

KIL DÖNMESİNE “KRİSTALİZE FENOL” YÖNTEMİ İLE AMELİYATSIZ ÇÖZÜM…




Pilonidal Sinüs rahatsızlığı çoğunlukla 15-35 yaş arası genç erkekleri etkiliyor. Ağrı, şişlik, kanlı akıntı, kaşıntı gibi şikayetlerle baş gösteren ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen kıl dönmesi nasıl bir rahatsızlık, belirti ve tedavi yöntemleri neler?
Konu ile ilgili bilgi veren Medigold Sultan Hastanesinden Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fatih Kar,” Halk arasında kıl dönmesi olarak bilinen Pilonidal Sinüs hastalığının 15-35 yaş arası erkekleri etkileyen oldukça yaygın bir rahatsızlıktır. Genel olarak erkeklerde yüzde 1, kadınlarda yüzde 0.1 oranında görülüyor. Türk toplumunda bu oran erkeklerde yaklaşık yüzde 10’lara çıkabiliyor, bu da Batı toplumlarına nazaran 10 kat daha fazla görüldüğünü gösteriyor bize. Özellikle hareketsiz kalan, masa başı çalışan, bilgisayar bağımlısı, uzun saatler araç kullanan, dar kıyafet tercih eden, aşırı kıllı vücuda sahip erkeklerde görülme oranları daha fazla.” dedi.

Psikolojisi bozularak aylarca evden çıkmayan hastalar var.”
Pilonidal Sinüs rahatsızlığının hem kişinin psikolojisini hem de sosyal yaşantısını olumsuz etkilediğine değinen Kar,” Hasta hekime genelde kuyruk sokumu bölgesinde ağrı, şişlik, kanlı akıntı, kaşıntı, popo üzerine oturamama gibi şikayetlerle başvuruyor. Hastalığın temeldeki nedeni ise kuyruk sokumundaki çökük olan kısımda kıllı ve terli oluğa takılıp sürtünmelerle, oluğun en dibindeki ter bezi deliklerinden vida ya da matkap gibi dönerek, cilt altı yağ dokusu içine hissettirmeden girmesi, delikler açması ve bu deliklere giren bakterinin de katkısı ile etrafının iltihaplanmasıdır. Buna bir de aşırı kıllanma ve kişisel temizlik eksikliği de ilave olduğu takdirde kıl dönmesi sorunu kronikleşiyor. Tüm bunlar kokuya ve çamaşırların kirlenmesine de neden olarak bireyin yaşam kalitesini ciddi anlamda olumsuz etkiliyor. Öyle ki bu hastalık nedeniyle çok kez ameliyat olmak zorunda kalan ve psikolojisi bozularak aylarca evden çıkmayan hastalar var.” şeklinde konuştu.

Son yıllarda uygulanan “kristalize fenol” yönteminin sonuçları çok başarılı
Kıl dönmesine karşı alınacak önlemlere ve tedavi yöntemlerine değinen Op. Dr. Fatih Kar, ”Kıl dönmesinden korunmak için kişisel hijyene dikkat edilmesi, kuyruk sokumu bölgesindeki tüylerin temizliği, gerekirse bu bölgeye lazer epilasyon yapılarak potansiyel risklerin azaltılması çok önemlidir. Müdahale yapılarak bu hastalığın tedavisi yapılmış hastalarımızda da işlem sonrası lazer epilasyonu ısrarla öneriyoruz. Öte yandan hastalığın tedavilerinden bahsetmek gerekirse ameliyat bu seçenekler arasında ilk sırada yer alıyordu. Ancak son yıllarda geliştirilen pek çok yöntemle ameliyatsız yöntemler de başarılı sonuçlar vermeye başladı. Pilonidal Sinüs de birçok farklı rahatsızlıkta olduğu gibi tedavi planlaması hastalığın seyrine göre ve kişiye özel yapılmaktadır. Yaklaşık 5-6 yıldır Pilonidal Sinüs hastalığı olan kişi için ameliyatı öncelikli tercih olarak düşünmüyoruz. Eğer çok yeni bir hastalık gelişimi söz konusu ise sadece bilinçlendirerek lazer epilasyon ve hijyenin arttırılması yeterli olabiliyor. Biraz daha derin sinüslerin varlığında kılların temizlenmesi, sinüslerin lokal anesteziyle çıkarılması (mikro sinüsektomi) ya da kristalize fenol uygulaması düşünebiliyoruz. Bunlar ayakta, kısa, ağrısız olarak gerçekleştirilen tedaviler olarak kabul ediliyor. Bunların arasında ‘Kristalize Fenol’ en çok tercih ettiğimiz yöntemler arasında yer alıyor. Her 100 hastadan 85’inde bu teknikle başarı elde edebiliyoruz. Ameliyathane ortamı gerektirmeyen, poliklinik ortamında, uygun bir şekilde yapıldığında başarı şansı çok yüksek olan bir tekniktir. Kuyruk sokumu bölgesine steril ortam sağlanarak lokal anestezi ile bölgeyi uyuşturuyoruz, ardından da sinüslerin tamamını kıllardan ve bölgede oluşan iltihaplı dokudan temizliyoruz. Bu temizlik işlemi sonrası deliklerden hastalıklı bölgenin içine, iri tuz kristallerine ya da naftaline benzeyen görünümde olan kristalize fenolü koyuyoruz. ‘Kristalize Fenol’, yarayı temizleme etkisi ile sinüslerin içlerini tam anlamıyla tıkanan lavaboları açmakta kullandığımız lavabo açıcılar gibi temizliyor ve bir iyileşme-kapanma sürecini başlatıyor. İşlem ağrısız olarak gerçekleştiriliyor, ortalama 10-15 dakika sürüyor ve hastanede yatış gerektirmiyor. Hastalar işlemden sonra normal günlük aktivitelerine devam edebiliyorlar ertesi gün de banyolarını yapabiliyorlar.” şeklinde bilgi verdi.


İREM DERİCİ’NİN "TEK TABANCA" SARKISININ SAHİBİ EMRAH DEMİRALP KENDİ SINGLE’NI YAYIMLADI!




Daha önce yaptığı akustik çalışmalarla sosyal medyada dikkat çeken , geçtiğimiz yıl İrem Derici’ ye verdiği şarkısı ‘’Tek Tabanca’’ ile başarısından söz ettiren  besteci,söz yazarı  ve prodüktör  Emrah Demiralp; ilk single’ ı “Güzel Kadın”ı yayımladı.
Sözü ve müziği Turgut Raviş’e ait olan  ‘’ Güzel Kadın ‘’ adlı şarkıya   Utku Çılgın   yönetmenliğinde klip çekildi.Video Klip de ise Emrah Demiralp’e Polonyalı model Polina Chepurnova eşlik etti.
“Güzel Kadın” single’ının kapak resmi ise, efsane prodüktör Nino Varon’nun yaptığı ve Demiralp’e hediye ettiği bir kadın resmi.
Emrah Demiralp ‘in özel yorumu ile ‘’GÜZEL Kadın ‘’aynı zamanda kendi yapım  firması  olan ‘’Müzikal İşler Production’’  etiketi ile tüm dijital platformlarda yerini aldı.

REYNMEN’DEN SONRA OĞUZHAN KOÇ VE İBRAHİM BÜYÜKAK İLE DEVAM EDİYOR…



Geçtiğimiz haftalar da Reynmen ile 2020 yılının Nisan ayında Avrupa’ da Reymen Dev Konser anlaşması imzalayan  Riba Events ve Back Drop Media ; hafta sonu yaptıkları toplantı da verdikleri bu fotoğrafla toplu anlaşmalarını kutladılar.  Riba Events ve Back Drop Media resmi sosyal medya sayfalarından yaptıkları açıklamalarda: 2020 yılında Oğuzhan Koç’la   Avrupa’ da büyük konserler vereceklerini aynı zamanda İbrahim Büyükak’la da farklı bir konsept yapacaklarını duyurdular.

11 Kasım 2019 Pazartesi

HİSTAMİN ALERJİSİ İLE NASIL BAŞ EDEBİLİRİZ?



Deride kızarıklık, kaşıntı, hazımsızlık, hapşırma, göz sulanması ve döküntü gibi belirtiler veren Histamin alerjisi ile ilgili İç Hastalıkları ve İmmünoterapi Uzmanı Dr. Ülkü Görmez faydalı bilgiler paylaştı. Histamin elerjisinden şüpheleniyorsanız ne yapmanız gerekir? Histamin alerjisi tanısı konulduktan sonra hangi besinlerden uzak durmak gerekir hangi besinleri tüketmek gerekir? İşte o faydalı açıklamalar…
“Histamin alerjisi, alerji mekanizmalarının temel türlerinden biri olup bağışıklık sistemi hücrelerinin yanlış çalışmasından oluşur. Histamin, salgılandıktan kısa bir süre sonra kan damarlarını genişletmeye ve deride kızarıklık ve kaşıntıyı tetiklemeye başlar. Histamin alerjisi, kendisini kızarıklık ve kaşıntı haricinde, hazımsızlık, hapşırma, göz sulanması ve döküntüyle de belli eder. Kimi zaman ev ve çiçek tozları, hayvan tüyleri ve çeşitli kimyasallar bu alerjinin tetiklenmesine yol açabilir.
Diaminoksidaz (dao) üretiminin durması sadece ince bağırsaktaki bir sorundan değil, vücuttaki bazı vitamin ya da çeşitli maddelerin eksikliği ya da fazlalığı durumunda da ortaya çıkabilir. B6 ve C vitamini eksikliği, aşırı histamin tüketimi, vücutta toksik madde artışı (kalın bağırsakta mantar oluşumu ya da midede ülsere sebebiyet veren bakterilerin oluşumu sonrası toksik madde artışı görülür.) Diaminoksidaz üretiminin düşmesine sebebiyet verir ve histamin vücutta tek başına alerjik rahatsızlıklara sebep olur.
Histamin artışı yapan gıdalara dikkat!
Şarap, bira, tüm alkollü içecekler, yıllanmış peynir (gouda, permesan , gravyer, eski kaşar, küflü peynir vs), maya içeren gıdalar, lahana turşusu başta olmak üzere turşular, ıspanak, domates, yoğurt, zeytin, krema, mayonez, ketçap, hardal, sirke ve sirke içeren tüm soslar, konserve yiyecekler, salam sosis pastırma , işlenmiş etler, füme et, balık, tavuk, hindi, patlıcan, mantar, avokado, uskumrugiller, hamsi, ton balığı, beklemiş meyve suları ve bazı ilaçlar
Alerji semptomlarını ağırlaştırabilen ve vücudun histamin salgısını arttıran besinler:
Muz, süt, çikolata, deniz ürünleri, çilek.
Histamin allerjimiz olduğundan şüpheleniyorsak önce bir doktora giderek muayene olmalı testler yaptırmalı tanımızı kesinleştirmeliyiz. Tanımız kesinleştikten sonra yukarıda bahsedilen gıdalardan uzak durmalı ve bazı gıdaları da beslenme menümüzde arttırmalıyız.
Antihistaminik gıdalar (histamin allerjisini yenmek için tüketebileceğimiz gıdalar):
Vitamin C kaynağı turunçgiller, kivi, maydanoz, kuşburnu, soğan, sarımsak, elma, kuru baklagiller, böğürtlen, omega3-6 kaynağı besinler, ısırgan otu, papatya, meyan kökü (lisorice), kekik, lavanta çayı ve yeşil çay.”