4 Mayıs 2018 Cuma

DİVA, NUR TÜRKŞEN STİLİNİ YAKIN TAKİBE ALDI


Ünlü yazar, senarist ve yapımcı Nur Türkşen’in imajı ünlüler arasında oldukça revaçta. Instagram’da oldukça stalker’ı olduğu bilinen güzel yazar, takip edilmekten de taklit edilmekten de oldukça keyif alıyor. Son olarak Türk Sanat Müziğinin divası Bülent Ersoy, jüri üyesi olduğu programda Nur Türkşen’le özdeşleşen yuvarlak taşlı güneş gözlüğü takarak ekrana çıkması, ‘Acaba Bülent Ersoy da mı güzel yazarı takip ediyor?’ sorusunu akıllara getirdi.
 
Sadece gözlükle de sınırlı kalmayan diva, Türkşen’in geçtiğimiz hafta paylaştığı fotoğraftaki kıyafetinin benzerini diktirip, güneş gözlüğüyle de yayına çıkması, ‘Bu kadar tesadüf fazla’ yorumları yapılmasına sebep oldu.



3 Mayıs 2018 Perşembe

BEL VE BOYUN FITIĞI TEDAVİLERİ HAKKINDA MERAK EDİLENLER…



Bel ve boyun ağrılarının pek çok sebebi olmakla birlikte bel ev boyun fıtıkları bu ağrıların nedenleri arasında yer alıyor. Pekiyi bel ve boyun fıtığı tedavileri neler? Hastaların nelere dikkat etmesi gerekiyor? Tüm bu sorunların cevaplarını Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Muhammet Emin Öcal yanıtladı.


“Bel ve boyun fıtıkları bel ve boyun ağrıları içerisindeki sebeplerden bir tanesidir. Aslında buna neden olan yüzlerce sebep var. Bize özellikle cerrahi yani ameliyat gerektiren fıtıklar başvuruyor.
Fıtık dediğimiz olay omurgada bulunan kemik yağlarının arasındaki vertebra dediğimiz kıkırdak yapının bozulması, yırtılması ile birlikte kola giden sağlı-sollu veya omuriliğe bası yapması ile ortaya çıkan tablodur. Bu basının etkisi ile ortaya çıkan bulgular var. İlk etapta;
-          Ağrı hangi sinire baskı yaptı ise ona bağlı ağrılar gelişiyor. Bel fıtığında; bacaklarda veya kalçada tek taraflı ya da iki taraflı ağrı oluyor. Boyun fıtığında ise; omuz, kol ya da kürek kemiklerine doğru ağrılar oluşuyor.
-          Sırası ile ağrı, uyuşmalar, kuvvetsizlik ve kaslardaki kısmi felçler bazen de hangi tarafta baskı fazla ise üşüme, titreme veya renk değişikliği görülebiliyor.
Genellikle boyun ağrısı ile birlikte gelişen kol ağrıları ya da uyuşmalarını biz mutlaka fıtık olup olmadığı açısında değerlendiriyoruz.  

Muayene aşaması…

İlk yapılacak basamak muayenedir. Hastanın muayenesinde yaklaşık yüzde 80’e yakın doğruluk payı olup teşhis konulabiliyor. Bunu destekleyen tahliller var; tomografi, MR veya EMG testleridir. Tüm bunları yaptırdıktan sonra sonuçlar temiz çıktı ise muayenede de bir problem yoksa genellikle medikal tedavi veya yardımcı tedaviler (akupunktur, fizik tedavi, manuel tedavi) uygulanır. Aynı şey bel için de geçerlidir. Teşhis yöntemleri aşağı yukarı birbirine benzer.

Kalp krizi bulgusu ile karışabiliyor.

Kolda özellikle sol kol ağrısı ile birlikte gelen hastalarda kalp problemi var mı ona da bakmak lazım. Bazen kalp krizi ile karışabiliyor ya da kalp krizi bulgusu o şekilde ortaya çıkabiliyor. Bunun yanında bir de sinir sıkışmaları ile karışabiliyor. Özellikle dirsek bölgesinde ya da el bileğindeki sinir sıkışmaları özellikle de karpal tünel gibi sinir sıkışmaları yine kol ağrısı yapabiliyor. Tek taraflı ya da iki taraflı olabiliyor bu ağrılar. Bunu ayırt etmek gerekiyor.

Uygulanan cerrahi yöntemler.

Bundan sonraki dönemlerde bel fıtığının ve boyun fıtığının cerrahi tedavisinde genellikle mikro cerrahi yöntemler tercih ediliyor ama bazen endoskopik yöntemlerle ya da intradiskal girişimler dediğimiz disk içerisine girip radyofrekans veya lazer kullanarak fıtığı küçültme tarzında yaklaşımlar da olabiliyor.

Boyun fıtığı ameliyatları son derece konforlu yöntemlerdir.

Boyun fıtığı ameliyatları her ne kadar ürkütücü gibi gelse de son derece konforlu ameliyatlardır. Hasta ameliyatlardan sonra kalkıp yürüyebiliyor. Kendi işini yapacak hale geliyor, ağrısı sızısı geçiyor. Boyun fıtığı ameliyatlarında boşalttığımız diskin yerine protez de kullanabiliyoruz. Belde böyle bir imkan şu an için hala yok. Genç hastalarda özellikle tek fıtığı olanlarda protez kullanmayı öneriyoruz. Çünkü protez kullananlarda boyun hareketlerinde kısıtlılık daha az oluyor. Ama birden fazla fıtık varsa onları boşalttığımız zaman omurgaların dondurulmasına yani hareketsizleştirilmesine yardımcı olan kafes dediğimiz sistemleri kullanıyoruz. Sonuçta hastanın yaşam kalitesi ve konforu artmış oluyor. Çünkü hiçbir zaman orijinal bir boyun ya da beli olmasa da günlük yaşantısında ağrısız, sızısız bir konfor sağlanmış oluyor.

Ameliyat sonrası süreçte bunlara dikkat etmek gerekir.

Burada dikkat edilmesi gereken şey şu. Hastalarda “fıtık tetkararla” algısı var. Burada şunun unutulmaması gerekir. Bizim tek bir tane fıtığımız yok, birden fazla fıtığımız olduğuna göre; birisine iyi bakmadığımız için ameliyatlık hale geldi ise diğerleri de aynı pozisyona gelebiliyor. Bundan dolayı ameliyattan sonra dikkat edilecek hususlar devreye giriyor. Mutlaka egzersiz yapılması gerekiyor, mutlaka kilo kontrolü gerekiyor bir de fizyolojik sınırlar içerisinde eğilme, kalkma yatma bir şey kaldırırken nasıl kaldırmak gerektiğine dair dikkat edilmesi gereken ayrıntılar var. Çünkü biz bunlara dikkat etmediğimiz için zaten fıtık dediğimiz hadise meydana geliyor. Çömelirken dizlerden çömelmeye dikkat etmemiz gerekiyor. Belden eğilmek disklere baskı yapar. Bir şey kaldırırken de eşyayı vücuda yapıştırarak kaldırmak gerekiyor. En önemlisi de omurganın etrafındaki kasları güçlendirmek gerekiyor.”

30 Nisan 2018 Pazartesi

MİDE YANMALARININ VE EKŞİMELERİNİN NEDENİ BOZULAN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ OLABİLİR...


Mide ağrısı, mide yanması, mide ekşimesi… Tüm bu şikayetler akıllara ilk olarak mide rahatsızlıklarını getirir. Ancak gözden kaçan çok önemli bir detay daha var. Çeşitli gıdalara karşı duyulan duyarlılık da mide sorunlarını tetikleyebiliyor. Zamanında önlem alınmadığı takdirde başta bağışıklık sistem hastalıkları olmak üzere pek çok farklı rahatsızlığı da tetikleyebilir. Gıda intolerans testi ise beslenme alışkanlıklarını yeniden düzenlemede ve bu sorunları gidermede yardımcı oluyor.


43 yaşındaki mobilya tasarımcısı Kemal Karahasan 14 yıl boyunca çektiği mide şikayetlerinin nedenini öğrenmek için pek çok tetkik ve tanı yöntemine başvurduğunu dile getirdi. Pek çok tedavi denediğini ancak başarılı olamadığını ve mide ağrılarına kusmalar, şiddetli baş ağrıları, vücut ağrıları ve halsizlik sorunlarının da eklendiğini vurgulayan genç tasarımcı neredeyse yataktan kalkamaz hale geldiğini ifade etti. 14 yıl boyunca yaşadığı sıkıntılı süreci Kemal Karahasan şu şekilde paylaştı. “İlk şikayetim 2001 - 2002 yılı gibi mide rahatsızlığı ile başladı. Mide yanması, mide ekşimesi, mide ağrısı, ağza su gelmesi, mide bulantısı gibi şikayetlerim vardı. Zamanla mide bulantılarım özellikle geceleri kusmalara dönüştü, şiddetli baş ağrılarım başladı, el ve ayaklarımda karıncalanmalar olmaya başladı, üşüme ve titreme nöbetleri geçirmeye başladım. En sonunda da halsizlikten elimi kolumu kaldıramayacak duruma geldim, tuvalete bile eşimin yardımı ile gitmeye başladım, sık sık ateşim yükselmeye başladı. Bu süre zarfında pek çok test, tetkik yapıldı. Ülser, mide fıtığı ve pek çok mide rahatsızlığı tanısı kondu. Çeşitli tedaviler ve diyet programları uygulandı ancak sorun hiçbir şekilde geçmemekle beraber daha da şiddetlendi. Son olarak da sorunun psikolojik olabileceği söylendi. Hastalık baş gösterdiğinden beri bir taraftan verilen tedavileri uygularken diğer taraftan da sürekli araştırmalar yapıyordum. Son olarak sorunun bağışıklık sistem kaynaklı olabileceğini okudum ve bunun üzerinde bağışıklık sistemime baktırmaya karar verdim. Çeşitli tahlillerle beraber gıda intoleransım da çıkarıldı. Bağışıklığım zayıf çıktı, gizli şeker olduğu ortaya çıktı, çeşitli vitamin değerlerim sınırın çok altında çıktı, daha önce kullandığım pek çok gıdaya karşı da duyarlılığım olduğu ortaya çıktı. Bunun üzerine bana özel bir beslenme programı çıkarılarak bedenim için faydalı besinlerin ve zararlı besinlerin listesi hazırlandı. Kan değerlerimdeki eksiklerle ilgili çeşitli vitamin destekleri ve gıda takviyeleri ile bağışıklık sisteminin güçlenmesi sağlandı. Halsizlik, bulantılar, uyuşmalar, baş ağrıları kısa sürede son buldu. Birkaç ayda da mide sorunlarım ortadan kalktı. Bağışıklık sistemim tamamen olmasa da önemli ölçüde toparlandı. İş yaşantıma yeniden döndüm. Sağlıklı beslenerek fazla kilolarımdan da kurtuldum” dedi.

HERKESE FAYDALI BESİNLER DEĞİL, KİŞİYE FAYDALI BESİNLER ÖNEMLİ.

Sağlıklı beslenme konusunda önemli bilgiler öğrendiğini ve bunları paylaşmak istediğini ifade eden Kemal Karahasan,”Hepimizin bildiği ve faydalı zannettiği besinler var. Mesela ceviz, sebzeler, meyveler gibi. Aslında sağlıklı olan kişiye iyi gelen gıda imiş. Vücudumun besinlere olan duyarlığını öğrendikten sonra aslında eskiden faydalı diye kullandığım pek çok gıdanın bana zarar verdiğini öğrendim. Yediklerim beni hasta etmiş ve neredeyse şeker hastalığının eşiğine gelmişim, bağışıklık sistemim çökmüş. Şimdi yasak yiyeceklerden uzak duruyorum, ailem de bu konuda destek oluyor ve özenle yiyebileceğim menüyü bana hazırlıyor. Sağlıklı beslenme kişiye öze bir şeymiş. Asla kulaktan dolma bilgilerle hareket etmemek gerekiyor. Faydalı gibi gördüğümüz yediğimiz ve içtiğimiz şeyler bizim vücudumuza zehir etkisi yaratabilirmiş” şeklinde konuştu.

İç Hastalıkları ve İmmunotreapi Uzmanı Dr. Ülkü Görmez,"Mide ağrısı, mide yanması, mide ekşimesi gibi şikayetler akıllara ilk olarak mide rahatsızlıklarını getirir. Ancak gözden kaçan çok önemli bir detay daha var. Çeşitli gıdalara karşı duyulan duyarlılık da mide sorunlarını tetikleyebiliyor. Zamanında önlem alınmadığı takdirde başta bağışıklık sistem hastalıkları olmak üzere pek çok farklı rahatsızlığı da tetikleyebilir. Gıda intolerans testi ise beslenme alışkanlıklarını yeniden düzenlemede ve bu sorunları gidermede yardımcı oluyor" dedi.

Haber: Şükriye Özgül