A’DAN Z’YE
HAMİLELİK SÜRECİ İLE İLGİLİ MERAK EDİLENLER…
Bir kadın için
Dünyanın en güzel haberi şüphesiz aldığı hamilelik haberidir. O andan itibaren
dünya bizim için başka türlü dönmeye başlar. Bir yanımız mutluluktan havalara
uçar bir yanımız ise soru işaretleri ve merakla doludur. Anne adaylarının
kafasını sürekli kurcalayan soru işaretleri ve merak ettiklerini İstinye Üniversitesi Hastanesi Kadın
Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Bülent Tekin anlattı.
“Hamilelik toplum tarafından heyecanlı, duygulu bir
süreç olarak bilinmektedir. Fakat kadınlar hamile kaldıkları gün bu sevinci
yaşadıktan kısa bir süre sonra hamilelikleri ile ilgili süreci merak eden,
vücutlarındaki bazı değişiklikleri
sürekli sorgulayan bir sürece girerler. Pekiyi nedir bu sorular?
İlk üç ayda hamile
kadınları bekleyen temel şikayetler.
·
Yorgunluk,
·
Uyku
hali,
·
Bulantı,
·
Kusma,
·
kanama
ve kasık ağrılarıdır.
Kanama ve kusma ile
merak edilenler.
Kanama şikayeti genellikle lekelenme şeklinde olur
ve bu şikayet hamilelerin en kaygı duyduğu durumdur. Bu durum bazen düşük veya
düşük tehdidini işaret etse de genellikle implantasyondan (yerleşme) dolayı
olur. Bulantı-kusma beta hcg denilen gebelik hormonunun ilk üç ayda kanda
yüksek seyretmesine bağlı oluşur. Sonrasında bu hormon seviyesindeki düşüşle
beraber bu şikayetler kendiliğinden kaybolur. Kişide tiroid hastalığı da
mevcutsa bulantı ve kusmalar çok daha ağır seyreder, tiroid hastalığının
tedavisi ile bulantılar da azalır.
Kusmaya karşı
alınabilecek önlemler.
Eskiden hastalara kuru ve tuzlu gıdalar yemesi,
yağlı ve tatlı gıdalardan kaçınması önerilirdi. Güncel yaklaşımda hastanın gıda
seçimini kendisinin yapması önerilir. Mümkünse kusmayla kaybettiği sıvı
ihtiyacını yerine koymak için bol sıvı tüketmesi önerilir. Bu şekilde başarılı
olunamayan hastalarda ilaç tedavisine geçilir. Bu tedavi nadiren de olsa
hastanede yatarak olabilir. Hastalar kilo kaybına uğrayabilirler. Kilo kaybı
yüzde 10'dan fazla olursa veya karaciğer etkilenmeye başlarsa hastaneye yatarak
damar yolundan beslenmeleri gerekebilir. Gebeliğin ilk aylarında göğüslerde
sızlama ve hassasiyet olabilir. Bu şikayet kısa bir sürede kendiliğinden
kaybolur. Bu süreçte hastaya mümkün olduğunca sütyen takmaması önerilir.
3 aylık dönemi altlattıktan
sonra dikkat edilmesi gerekenler.
Hamileliğin ortadaki 3 ayı genel olarak en rahat
dönemdir. Son 3 ayı ise kilo artışı ve karnında taşıdığı bebeğin bası
bulgularından dolayı oluşan ve vücudun ağırlık merkezinin değişmesine bağlı
olarak ortaya çıkan şikayetlerdir. Diş eti kanamaları, burun kanamaları
hamilelikte beklediğimiz normal belirtilerdir. Hamilelik ilerledikçe vücutta
ödem artışı olur, tansiyon yükselmediği sürece ödemden korkulmamalıdır. Bu
ödemin sebebi damar içerisindeki sıvının damar dışına çıkarak dokuda
birikmesidir. Bacaklarda oluşan kramplar ve karın ağrılarının sebebi vücuttaki
magnezyum ve kalsiyum eksikliği olabilir, magnezyum ve kalsiyum desteği ile bu
kramplar geçebilir. Hamilelik süresinde burunda, ayaklarda, ellerde büyüme
olabilir, sonrasında bu bulgular yavaş yavaş gerileyecektir. Sık idrara çıkma
şikayeti rahmin idrar torbasına yaptığı basıdan kaynaklanır ve gebelik haftası
ilerledikçe artar.
Çatlaklarla başa
çıkmak için.
Karın
çatlakları hamilelerin başlıca kozmetik sorunlarından biridir. Bu çatlaklar
kişinin kollajen dokusuna bağlı olarak farklılık gösterebilir. Eczanelerde
satılan çatlak kremleri, zeytinyağı, badem yağı gibi ürünlerin çatlak önlemede
faydası tam olarak kanıtlanmış olmasa da 20’inci haftadan sonra bu ürünlerin
kullanımı önerilir. 28’inci haftadan sonra ise, doğum sonrası emzirmeye bağlı
meme ucu çatlaklarının oluşmaması için satılan kremler de vardır. Ciltte
lekelenme artışı hamilelik sürecindeki hormon değişikliklerine bağlıdır ki, bu
belirtiler de sonrasında kaybolur.
Çok tartışılan
şeker tarama testleri.
Tüm
dünyada 24-28. haftalar arasında yapılan gebelik şekeri tarama testleri maalesef
ülkemizde bir tartışma konusu haline gelmiştir. Bu konuyla ilgili hiçbir
bilimsel kanıt olmadığı halde medyadaki haberler yüzünden gebeler şeker tarama
testi yapmakta imtina etmektedirler. Halbuki tespit edilememiş gebelik şekeri
onlara ve taşıdıkları bebeğe çok daha zararlıdır. Ülkemizde yapılan diğer bir
eksik ise tüm gebelik takiplerini doktor tarafından yapılmasıdır. Halbuki
hamile kadınlara verilecek iyi bir gebelik eğitimi doktor muayenesinden çok
daha faydalıdır. Hamileliğin özellikle ikinci yarısı süresinde haftada bir
tansiyon ölçümü, her gün bebek hareketlerinin hamile kadınlar tarafından takibi,
ultrason kontrollerinden çok daha önemlidir. Bebek hareketlerinin 12 saat
içerisinde en az 10 defa olması, bebeğin anne karnında sağlıklı olduğunun en
önemli belirtisidir.
Hamilelikte
beslenme.
Hamile
kadınlarımızın sıklıkla sordukları diğer bir soru ise beslenme ile ilgilidir.
Hamilelik süresince karbonhidrattan fakir proteinden zengin bir diyet programı
onlar için yeterlidir. Bol su tüketilmeli, sigara, alkol, çay, kahve ve katkı
maddeli gıdalardan kaçınılmalıdır ki aslına bakarsanız bu öneriler sadece
hamileler için değil tüm toplum için uyulması gereken diyet kurallarıdır.
Gebelikle ilgili eczanelerde çok sayıda vitamin ilaçları, omega-3, balık yağı
gibi ürünler satılmaktadır. Bunların da kanıtlanmış bir faydası olmadığından
hala rutin destek tedavi protokolüne girememiştir. Tek alınması gerekli olan
element demirdir. Tüm enfeksiyonların artması hamilelikteki genel vücut
bağışıklığının azalmasına bağlıdır. Bu yüzden çoğu ülkede grip aşısı hamilelere
rutin olarak yapılmaktadır.
Hamilelikte
cinsellik ile ilgili merak edilenler.
Gebelikte
cinsellik kadınlarımız tarafından merak edilen ve aslında ne zaman
yasaklanacağı hala tartışmalı olan bir konudur. Kimi çalışmalara göre tüm
gebelik boyunca serbest bırakılabilecekken, kabul görmüş uygulama sadece 32 -37’inci
haftalar arası yasaklanması yönündedir. Hamilelikte eğilip kalkmak, uzanmak
gibi fiziksel aktivitelerden kaçınılması gerektiğine inanılır ki, aslında bu
tip aktivitelerin gebeliğe olumsuz etkisi yoktur. Gebelikte artan bel
ağrılarının sebebi ise vücudun ağırlık merkezinin değişmesine bağlı olarak
omurganın postüründeki farklılaşmadır. Bu durumdan az etkilenmeleri için en sık
önerimiz yüzme sporudur.
Yazıdan
anlaşabileceği gibi gebelik takibi doktorunuzun ultrason ile bebeğe bakmasından
ibaret değildir. Aksine iyi eğitilmiş bir gebenin kendi hamileliğini
yönetebilmesi çok daha önemlidir. Çünkü doktor takibi muayene anı ile sınırlı
iken anne adayları kendilerini bu bilgiler ışığında sürekli takip edebilirler
bulent.tekin@isu.edu.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder