11 Aralık 2017 Pazartesi

DİYABETİN DAMAR SAĞLIĞINA ETKİSİ VE DİYABETİK AYAK...


Ömür boyu kişiyi pençesine alan şeker hastalığı korkutucu boyutlara ulaştı. Son araştırmalarda ise Türkiye’nin şeker hastalığında en hızlı yayılan ülke olduğu yayınlandı. Son veriler Türkiye’de kayıtlı 7 milyondan fazla şeker hastası olduğunu belirtiyor. Bu hastaların hayatları boyunca en az 1 kere diyabetik ayak olma olasılığı ise yüzde 15. İstinye Üniversitesi Liv Hastanesi Das Yaşam Merkezi Direktörü Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Yusuf Kalko, Diyabetik ayak ve ampütasyonlarla ilgili bilinmesi gerekenlere dair çarpıcı bilgiler verdi.





*Diyabet nedir?

Halk dili ile şeker hastalığı olarak bildiğimiz diyabet, pankreas tarafından salgılanan insülin hormonunun eksikliği veya bu hormonun etkisiz kalması sonucu oluşan ve kan şekerinin yükselmesine neden olan bir hastalıktır.  İnsülin hormonunun tamamen eksik olduğu ve insüline bağımlı bir yaşam süren şeker hastaları tip 1 diyabet vakaları arasında yer almaktadır. Bu vakalar çocukluk ya da genç yaşlardan itibaren görülür ve sürekli insülin desteği ile yaşamlarını sürdürürler. İnsülin direnci olup insüline bağımlı olmayan hasta grubu ise tip 2 diyabet vakaları arasında yer almaktadır. 30’lu yaşlardan sonra diyabetin göründüğü bu hastalar ise ilaç tedavisi ve diyet programları ile yaşamlarını sürdürürler. Bu programlara uymamaları ve hastalığı önemsememeleri durumda ileriki dönemlerde onlar da insülin kullanmak durumunda kalabilirler.

*Vücudu nasıl etkiler?

Sağılığımız açısından önemli olan besinlerin enerjisinden diyabet hastaları faydalanamıyor. Bu durum da zamanla çeşitli organlarda tahribata neden oluyor, kişiyi yormakla kalmıyor organları da çabuk yaşlandırıyor. Sinir iltihapları ile beraber ayaklarda yaralara, böbrek hastalıklarına, kalp ve damar hastalıklarına, yüksek tansiyona davetiye çıkarıyor. Bu yüzden diyabet hastalarının hastalığı ile yüzleşmesi ve hekim tarafından veriler tedavileri harfiyen uygulaması hayati önem taşıyor. 


*En çok hangi organlar bu hastalıktan etkilenir?

Halk arasında en yaygın bilineni göz sorunlarıdır. Önce iyi görememe ile başlar tedbir alınmazsa körlüğe kadar gider. Bunu damar sertliği takip eder. Her şeker hastası damar sorunu yaşar diye bir kuralımız yok ancak bu hastaların rutin kontrollerinde mutlaka damar muayenesi de yaptırmaları gerekir. Çünkü şeker hastaları damar sorunları karşısında daha zor mücadele veriyor. Kalp damarlarını, bacak damarlarını ve şah damarını kombine olarak muayene ettirmesi gerekiyor. Çünkü damar sertliği kalpte başlamışsa, bacak ve boyun damarında da görülme olasılığı yüksek bir hastalık. Diğer taraftan nöropati dediğimiz sinir iltihapları da şeker hastalarının korkulu rüyası. Bunlar zamanında tespit edilmezse, kangren ve buna bağlı uzuv kayıpları yaşanabiliyor maalesef. Ayrıca böbrek yetmezliği ve enfeksiyon hastalıkları da şeker hastalarını tehdit eden önemli faktörler arasında.

*Diyabet hastalarının hastalığın etkilerinden kurtulmak için yapmaları gerekenler nelerdir?

Verilen tedavilere harfiyen uymaları, düzenli egzersiz ve diyet eşliğinde uygun beslenmeleri, rutin kontrollerini ihmal etmemeleri, ayaklarını sık sık kontrol edip nemlendirmeleri onları olası risklerden koruyacaktır. En önemlisi ise hastaların bu durumu kabul edip hayatlarına düzen kelimesini yerleştirmeleridir. Ömür boyu süren bu hastalıkta düzen olursa kişi kaliteli bir sosyal yaşam sürer.

*Bir diyabet hastası hangi rutin kontrolleri yaptırmalıdır?

Öncelikle evde kan şekeri takiplerini doktorunun önerdiği şekilde yapması ve aksatmaması gerekir. Özellikle kontrolsüz şekeri olan insülin kullanan hastaların her öğün şekerine bakması gerekir. En az haftada bir kere tansiyon kontrolü yaptırması gerekir. Ayrıca en az 3 ayda bir kan glikoz düzeyi testleri ile böbrek fonksiyon testlerini, idrar testlerini yaptırmak zorundadırlar. Ayrıca yılda en az 1 kere göz ve diş muayenelerini yaptırmaları gerekir. Ayaklarında nöropati başlamışsa her akşam nemlendirici kremle masaj yapmalılar, ayakta kuruma ve yara olup olmadığını kontrol etmek zorundalar. Bu kontrollerle birlikte 50 yaş ve üzeri her şeker hastası kalp, bacak ve boyun damarlarını da kontrol ettirmesi gerekir.

*Diyabetik ayak nedir?

Şeker hastalarında özellikle nöropati sonrası ayaklarını hissetmedikleri ve düzgün basamadıkları için ayak tabanlarında yaralar ve nasırlar oluşur. Bu nasırlar çok çabuk enfeksiyona dönüşür. 

Diyabet hastalarında mutlaka damar tıkanıklığı olması gerekmiyor. Damarı açık olduğu halde bacağını kalçadan kaybeden şeker hastaları var. Bu bölgede çok ciddi enfeksiyon oluştuğunda, özellikle geç kalınması ile kana karışıyor ve sepsis dediğimiz ciddi sonuçlara yol açabiliyor. Dolaysıyla diyabetik ayak özellikle kontrolsüz şekeri olan hastalarda nöropatiye bağlı ayaklarda ciddi enfeksiyonların oluşmasına ve buna bağlı kangrenler gelişmesi ile kendini gösterir.

*Türkiye’de diyabet hastalığında hastaların diyabetik ayak sorunları atlanıyor mu?

Diyabetik ayak sorunları uğraştırıcı vakalardır. Hastalar da genelde önemsemedikleri ya da geç fark ettikleri için atlayabiliyor. Çünkü ağrı hissetmiyorlar. Fark etseler bile basit bir tırnak batması ya da basit bir nasır düşüncesi ile üstüne düşmüyorlar. Zamanla bu yara büyüyor ve ciddi bir enfeksiyon halini alıyor. Bu sefer hastaneye başvurduğunda eğer konunun ehli bir hekime başvurmadı ise ağızdan antibiyotiklerle tedaviler öneriliyor. Zahmetli bir iş olduğu için açıkçası çok da ilgilenilmeyen bir iş diyebiliriz. Diyabetik ayakla uğraşmak lazım. Dolaysıyla bazen hasta bazen de hastane atlayabiliyor. Bu hastaların şekerleri de kontrol altında değil. Şeker ayağındaki yarayı kötüleştiriyor yara da şekeri tetikliyor. Bu da hastayı çürütüyor. Bunun sonucunda sepsise gidiyor ve hayati tehlike başlayabiliyor. Hasta, hasta yakını ve hastanenin de bu konuda çok duyarlı olması gerekir. Basit bir şeker yarası bazen çok komplike hale gelebiliyor ve bacağın kesilmesine kadar gidebiliyor. Bu da hem sosyal, hem ekonomik kayıplara neden olabiliyor. 

*Şeker hastaları üzerlerine düşen kuralları yerine getiriyorlar mı?

Getirmiyorlar çünkü düzenli yaşamıyorlar. Diyete uyulmuyor, egzersiz yapılmıyor, sigara tüketiliyor. Bu insanların ayaklarını saklamalarındaki en büyük neden düzensiz yaşamlarının deşifre olmasıdır. Kendi çocuklarından bile korkan insanlar. Son çare olarak ayak kokmaya başlayınca ailenin bunu fark etmesi ile doktora başvuruluyor.

*Kesilmesi gereken ayak ne demektir?

Enfeksiyon kemiğe kadar işlemiş ve dokuları öldürmüşse, tamamen morardıysa, ödem ve kokulu akıntı oluşmuşsa ayak kesilir. 

*Bu tarz durumlarda ( kazalar dışında ) ampütasyonları kimler gerçekleştirmelidir?

Diyabetik ayak damar cerrahisinde çok önemli bir konudur. Maalesef Türkiye’de diyabetik ayak vakaları üvey evlat muamelesi görüyor ve genellikle bacağın kesilme kararından sonra ampütasyon için ortopediye yönlendiriliyor. Bunun doğrusu ise; gerek seviye belirlemede, gerek yapılacak ampütasyonda damar cerrahı rol almalıdır ve her damar cerrahı bunu bilmek ve kabul etmek zorundadır. Bu iki sebeptendir. Birincisi damar cerrahı dokunun ağladığını görür ve buna göre müdahale eder. Ortopedide ise travmatik ampütasyon turnike aracılığı ile yapılır ve kan görülmez.  Ama damar tıkanıklığına bağlı hastalarda bu işlem damar tıkanıklığına müdahale ve gerekirse ölü kısmın alınması şeklinde olur. Turnike koymadan yapılır ve kesilen yerdeki kanlanma takip edilir. Buna göre de seviyenin mümkün olduğu kadar en alta çekilmesine çalışılır. Öte yandan Diyabetik ayak poliklinikleri mutlaka bir damar cerrahının kontrolünde olmalı. Bizde diyabetik ayak polikliniği benim kontrolümde faaliyet gösteriyor.

*Alkol ve sigaranın diyabetik ayak riskini arttıran yönü var mıdır? 

Alkolün şekere ve diyabete negatif etkisi var sigara ise daha çok damar sertliğini tetikler. Birlikte kullanımı genelde bahsettiğimiz kötü sonuçları tetikler.

*Şeker hastalarının ayakları konusunda tavsiyeler neler? 

- Ayakları asla kuru kalmamalı.

- Nemlendirici kremle her gün bakım ve masaj yapılmalı.

- Tırnak kontrolü ve kesimi çok önemlidir.

- Dar ve sıkan ayakkabılardan kaçınmak gerekir.

- Sıkan çoraplar kullanılmamalı.

- Yaralar var ise düzgün pansuman yapılmasına dikkat edilmeli.

- Ufacık bir yara dahi olsa mutlaka önemsemeliler.

- Yılda bir kere dahi olsa damar muayenesi olmalılar.

*Diyabetik ayak sorunu kadınlarda mı erkeklerde mi daha çok görülür? Hangi cinste daha etkili oluyor?

Her cinste görülebilir. Östrojen hormonu menopoza kadar kadına yardımcı oluyor. Menopoz sonrası çok daha agresif seyrediyor ve damar sertliği çok hızlı seyrediyor. Erkeklerde 5 adım gidiyorsa kadınlarda 50 adım daha hızlı gidiyor. Yaşlı ve genç erkelerde ise kontrolsüz şeker her zaman sorundur ancak genç yaştaki erkeklerde daha komplikedir. Diyabetik ayak anlamında yaşlı nüfusta ise kadın erkek farkı yoktur. Herkeste aynı şiddetle belirlenir.

* Uyguladığınız tekniğiniz nedir?



Minimal İnvaziv Damar Cerrahisi tekniğini kullanarak pek çok farklı yöntemle müdahale ediyoruz hastalara. Hasta grubumuz şeker hastalığının yanında aynı zamanda böbrek, tansiyon, kalp, akciğer rahatsızlığı gibi pek çok hastalığı da aynı anda yaşıyor. Onları bu teknikle standart cerrahinin risklerinden uzak tutmayı başarıyoruz. 

Uyguladığımız yöntemlerde multisipliner bir tedavi ve ekip var. İşlemi yapan hekim olarak Damar Cerrahı, Enfeksiyon Hastalıkları Doktoru, Endokrin Doktoru, Plastik Cerrah, Kardiyolog gibi uzmanlar eşliğinde gerçekleşiyor tedaviler. Çünkü bunlar risk grubundaki hastalar ve aynı zamanda birçok rahatsızlığı aynı anda yaşıyorlar.

Öncelikle damarın çapı ne olursa olsun kanalı olan her bölgeye Bypass yapabiliyoruz. Fakat şeker hastalarında genelde Bypass şansımız düşük oluyor, çünkü bu hastalarda kılcal damarlar tamamen kuruyor. Bunu yapamazsak lokal anestezi ile damarın içindeki kireçleri küçük kesiler açarak temizliyoruz. Ayrıca atar damarların içine özel ilaçlar veriyoruz. Bununla da kurtaramazsak aynı seansta gerekirse amputasyon yapıyoruz. Amputasyonda parmaklardan ya da en kötüsü topuktan kurtarmaya çalışıyoruz. İlerleyen zamanda burada bir açıklık olması durumunda Hiperbarik Oksijen Tedavisinden faydalanıyoruz. Doku kaybı oluşumlarında ise Plastik Cerrahlardan faydalanıyoruz. Plastik Cerrahın da doku nakledememesi durumunda Epiteryal Büyüme hormonu denilen hormonu direkt yaraya enjekte ediyoruz. 

* Bu sorunun giderilmesi için önerileriniz nelerdir?

Erken tanı ve tedavi bu hastalarda çok çok önemli. Her şeker hastası ayağını mutlaka her gün kontrol etmeli. Şikayeti olsun ya da olmasın nemlendirici kremle her gün mutlaka masaj yapmalı. Bu hem kendi kendine tedavi, hem de ayaklarda sürekli kontrol sağlıyor. Eğer böyle olursa amputasyon oranları düşer ya da amputasyona gerek kalmaz. Erken yakalanan hastalar basit ilaç tedavisi, basit yara bakımı ya da Hiperbarik Oksijen tedavisi gibi yöntemlerle tedavi edilebiliyor. 

Şeker hastalığı hastayı 20 yıl yıpratıyor. Şeker hastaları düzenli bir tedavi uygulamazsa, düzenli yaşamazsa, düzenli diyet, düzenli ilaç kullanımı, düzenli egzersiz, düzenli doktor kontrolü gibi faktörlere uymazsa 50’li, 60’lı yaşlarda enfeksiyondan, böbrek yetmezliğinden, kalp krizinden maalesef kaybediliyor. Oysa Türkiye’de yaşam beklenti süresi 80’lerin üstünde.

1 yorum:

  1. Çok faydalı bilgiler edindim , tşkr ederim hocam elinize , emeğinize , nefesinize sağlık

    YanıtlaSil