İşlem sonrası diyet uyumu
şart.
” Başta
Norveç, Kore, ABD olmak üzere ülkemizde de kullanılan Mide Botoksu yöntemi ile 5-6
ayda 4-20 kilo vermek gerçekten mümkün ancak çok önemli bazı kriterler var
uyulması gereken. Bu kriterleri hastalar açısından değerlendirmek gerektiğinde;
mide botoksu işlemi sonrası diyetisyen eşliğinde tam bir uyumla beslenmesine
dikkat eden kişi işlem öncesi kilosu göz önünde bulundurularak 10-20 kilo kadar
verebiliyor. Bazı hastalar diyete kısmen uyum sağlayabiliyor o zaman da kilo
vermek mümkün oluyor ancak bu hedeflenenin altında bir kilo kaybı oluyor. Bazı
hastalar da işlem sonrası hiç diyet yapmıyor. Yapmadığı gibi gece de yeme
alışkanlığına devam ediyor. Hiçbir uygulama sihirli değnek değildir. Bunu
unutmamak lazım. Bu tarz hastalarda da hiçbir yöntem işe yaramayacağı gibi Mide
Botoksu da işe yaramaz. Kendi serimizde hastaların yüzde 75’inde başarılı
sonuçlar aldığımızı gördük, yüzde 25’inde mükemmel sonuçlar alıp hastaların daha
ilk ayda 6-10 kilo verilebildiklerini gözlemledik. Biraz daha ayrıntıya inmek
gerekirse hastaların yüzde 25’inde gayet iyi sonuçlar alıp ilk ayda 3-6 kilo
verilebildiklerini, yüzde 25’inde iyi sonuçlar alıp ilk ayda 2-3 kilo
verilebildiklerini, bu güzel sonuçlara rağmen yüzde 25 hasta grubunda da
hastaların belirgin açlık hissetmemesine ve toklukla ilgili sorun olmamasına
rağmen psikolojik temelli olarak yeme alışkanlıklarından vazgeçemediğini
gördük.
Midede uygulandığı bölge
çok önemli.
İşlemin başarısını etkileyen bir diğer önemli faktör de
uygulama şekli ve cerrahın bu konudaki tecrübesidir. Mide Botoksu ile midenin çok geniş
bir alanına enjeksiyon yapılarak mide kaslarının etkisiz hale gelmesi
sağlanıyor. Midede kasılmayı sağlayan kaslar bu özelliğini yapamadığı zaman
gıdalar midede uzun süre kalabiliyorlar. Normalde karbonhidratlar 2-3 saatte ya
da 4 saatte, proteinlerle birlikte alındığı zaman 4-4,5 saate boşalabilirken bu
uygulamadan sonra mide boşalma süresi 12 saate kadar çıkabiliyor. Ayrıca
Ghrelin dediğimiz bir açlık hormonu var. Bu hormon en çok midenin fundusundan
salgılanmaktadır. Enjeksiyonların bir kısmı bu bölgeye de yapılıyor. Bu
enjeksiyon sonrası açlık hormon seviyesi düzeyi de çok ciddi anlamda
düşebiliyor. Bu şekilde hastaların iştahları azalarak midedeki tokluk hissi
uzuyor. Dolayısı ile hasta kilo vermeye başlıyor. Burada da cerrahın tecrübesi
ön plana çıkıyor. Bu işlemin kesinlikle tecrübeli eller tarafından yapılması
gerekir.
Cilt gençleştirmeye oranla yüz katı
daha fazla botoks malzemesi kullanılıyor.
Mide Botoksu yaptıracakların bilmesi gereken bir diğer önemli
ayrıntı da kullanılan botoks malzemesi miktarıdır. Cilt gençleştirmeye oranla
yüz katı daha fazla botoks malzemesi kullanılmaktadır bu işlemde. Dolayısı ile
yöntemin etkili olabilmesi için bu dozu kısıtlamamak gerekir. Mide Botoksu
maliyeti de bu bilgiler dahilinde göz önünde bulundurulmalıdır. Ucuz olması
açısından doz kısıtlamaları ile yapılan işlemler, yöntemin başarısını da
olumsuz anlamda etkiler.
Mide sorunları ve botoks alerjisi olmayan herkese yapılabilir.
Teknik herkese uygulanabilecek yan etkisiz bir
teknik. Ancak botoks alerjisi olanlarda, mide ülseri, gastrit, on iki parmak
bağırsağı ülseri gibi durumlarda uygulanması önerilmiyor ve öncelikle bu
problemin düzeltilmesi gerekiyor. Bu nedenlerle gastroskopi ile işlem öncesi
mutlaka midenin değerlendirilmesi gerekir. İşlem sonrası çok sık olmayarak
bulantı, şişkinlik şikayetleri olabiliyor. Botoks işleminden sonra ilk 6 aylık
sürecin iyi değerlendirilmesi gerekir. Botoksun etki süresi ortalama 4-6 ay
kadar. Bundan sonraki süreçte botoksun tekrarlanıp tekrarlaması hastanın genel
durumuna bağlı olarak gelişiyor. Mesela 75-80 kiloluk bir hastanın bu sürede
10-15 kilo vermesi mümkün bu da 6 ay sonunda ideal kilosuna ulaştı anlamına
gelir. Sağlık problemleri de düzeldi ise botoksun yenilenmesine gerek duyulmaz
ancak diyet ve spor programını devam ettirmesi istenir. 6 aylık süreçten sonra
bir miktar daha kilo kaybına ihtiyaç olduğu düşünülürse ve yapılan teknikten
başarı elde edilmişse botoks tekrar edilebilir. Literatür bilgilerinde 3 seansa
kadar öneriliyor. Biz burada hasta ile beraber karar veriyoruz. Hasta diyette
uyumluysa ve mevcut 6 aylık süreci iyi değerlendirdiyse uzun süreli tokluğu
kendisine oluşturduğu değişikliklerden yakınmıyor ise bu süreci
uzatabiliyoruz.”
Haber: Şükriye Özgül
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder