16 Mayıs 2017 Salı

EYVAH! BEN DE BAĞIMLI MIYIM? 

Hepimizin hayatında geniş bir yer kaplıyor, o kesin. Her ne kadar ‘ben kullanmıyorum, ben kullanmayı sevmiyorum, hesaplarım var ama aktif kullanıcı değilim, hesabımı kapattım’ gibi cümleler sıkça kurulsa da bu kişinin kendini kandırmasından öteye geçmiyor. Hepimiz bağımlı ya da potansiyel bağımlı adayıyız. İşin içine bağımlılık girince tehlike sinyalleri çalıyor demektir. Peki sosyal medyanın bu tehlikeli boyutundan korunmanın yolları var mı? İstinye Üniversitesi Hastanesinden Psikolog Duygu Başak Gürtekin anlattı.

“Yapılan araştırmalarda, sosyal medya kullanımının artışı, insanları sanal ortamlarda ilişki kurmaya ve gerçeklikten uzak, yapılandırılmış kimlikler oluşturmaya yönlendirmektedir.  Bununla birlikte sosyal medya bağımlılığı geliştiren toplumlarda, hayatın içinden, gerçek ve bire bir temas gerektiren ilişkilerden kaçınılan yeni bir yapının oluştuğu gözlemlenmektedir. Bu yeni yapının en tehlikeli yanlarından biri kişilerin gerçek deneyimlerle eriştikleri uzun süreli, derin hisler yerine, sanal deneyimlerle elde edilen anlık hazlara ve kısa süreli doyuma yönleniyor olmalarıdır. Özellikle yetişkin ilişkilerinde sosyal medya kullanımı, çevre ile bağlantıda kalmak ve ilişkileri sürdürmek için alternatif birer yol olarak görülmektedir. Fakat bu sanal ilişkiler zamanla bizleri var olan gerçek çevremizden uzaklaştırarak, yalnız ve sahici olmayan bir alana itebilir. Tam da bu noktada, aşırı sosyal medya kullanımı, kişinin ilişkilerine, ruh sağlığına ve işlevselliğine etki edecek bir düzeye ulaşabilir.

 Peki ne zaman “Bağımlılık” denilebilir?
 Sosyal medya kullanımının bağımlılık düzeyine geldiğini gösteren en önemli belirtilerden biri, kişinin gündelik rutinini engelleyecek düzeyde işlev kaybına uğramasıdır. Burada bahsedilen işlev kaybı, kişinin sosyal medya araçlarını kullanırken harcadığı zamanı kontrol edememesi ile yakından ilgilidir.  Bu kontrol kaybı beraberinde, sosyal yaşantıda var olan ilişkilerin bozulması, okul ve iş hayatında başarı kaybı, uyku düzensizliği gibi işlevsel problemleri getirir. Bir diğer önemli belirti ise kontrol kaybı ve bu kontrol kaybının inkarıdır. Özellikle pek çok bağımlılıkta olduğu gibi “istediğim zaman bırakabilirim” inancı, sosyal medya bağımlılığında, var olan durumun inkar hali olarak ortaya çıkar. Bu nedenle kişide bağımlılığa dair inkar görülmesi mutlaka dikkate alınması gereken belirtiler arasındadır. Bunlara ek olarak kişinin sosyal medyaya ulaşamadığı zamanlarda yaşadığı huzursuzluk, diğer bağımlılıkların yoksunluğunda yaşanan yoğun endişe, depresif haller, nabız yükselmesi gibi fiziksel belirtiler olarak da karşımıza çıkabilmektedir. Bahsi geçen belirtilerin kişi üzerindeki etkisi görünür düzeye ulaştığında, kişinin bu konuda psikolojik destek almak üzere bir uzmana başvurması tavsiye edilir. Fakat diğer bağımlılıklarda da sıkça rastladığımız inanmama ve inkar durumu, sosyal medya bağımlılığında da var olabileceği için, kişinin üçüncü bir göz tarafından yönlendirmeye ihtiyaç duyabileceğini de unutmamak gerekir. Bu belirtiler elbette çocuk, ergen ve genç yetişkin grubunda gelişimsel farklılıklar nedeni ile değişim gösterebileceği gibi, kontrol kaybı, zaman tüketimi ve sosyal uyumsuzluk gibi işlevsel bozukluklar her yaş grubunda farklı şekillerde görülebilir. Bu temel belirtiler gündelik hayatın akışını etkilemeye başladığında bir uzmandan destek talebinde bulunmakta fayda vardır.

 Büyüyen Yara: Çocuklarda Sosyal Medya Bağımlılığı Gerçeği… 
Özellikle son yıllarda ellerinde akıllı telefonlar ve tabletlerle zihnimizde yeni bir resmin sahibi olan çocukların, hem iletişimsel problemler, hem ilişki kurmada güçlük, hem de akademik hayatta zorlanma gibi sorunlarla sıkça karşılaştığını görüyoruz. Çok küçük yaşlardan itibaren yüz yüze iletişim ihtiyacı duyan çocukların, çeşitli ihmaller veya sınır koyulamama konusunda hissettikleri belirsizliklerden dolayı, sanal bir iletişim modeli geliştirdiğini gözlemleriz. Yapılan araştırmalarda, sosyal medya kullanım sıklığı nedeni ile sanal gerçeklik üzerinden dünyayı anlamlandırmaya çalışan çocukların, sosyal medya hesaplarını çok erken yaşta keşfedip, alternatif kimlikler ürettiği saptanmıştır. Bu durumun çocuklarda gerçeklikle bağlarının kopması, yüz yüze ilişki kurmada zorlanma, sosyalleşme problemleri ve bağlanma sorunlarına kadar uzanan önemli güçlüklere yol açtığı gözlemlenmektedir. Tıpkı bebeklikten gelen etkileşimsel örüntülerin, gelecek deneyimlerde büyük rol oynadığı gerçeği gibi, çocukluk çağında kurulan bu ilişkisel bağlar, yetişkinlik döneminde de tekrarlanabilir bir hale gelir. Bu nedenle çocuklarımızı sosyal medya bağımlılığından ve bağımlılığa yatkınlık derecesindeki her hangi bir aşırı kullanımdan korumak, yeni nesil ailelerin en önemli görevleri arasında yer almalıdır.

Çocuklarımızı Sosyal Medya Bağımlılığından Korumak İçin Neler Yapabiliriz?

Alternatif Bir Yol: Sözleşme Yapmak

 Son zamanlarda uzmanların ve ailelerin işbirliği ile hazırlanan koruyucu müdahalelerden biri de karşılıklı bir anlaşmaya dayalı sözleşmeler yapmak. Çocuğunuza herhangi bir konuda yapmaması gereken şeyleri sıraladığınızda karşılaştığınız tepkileri ve aslında bu yöntemin çok da işe yaramadığını önceki deneyimlerinizden hatırlarsınız. Bu nedenle gelin alternatif bir çözüm olarak çocuklarınızla işbirliği yapabileceğiniz, çocuğunuzun ve ailedeki her bir bireyin katılım hakkı olan size özel, yapılandırılmış bir sosyal medya sözleşmesi oluşturmayı deneyelim.
 Aşağıda Evren Balta tarafından hazırlanmış olan temelde pek çok farklı maddeye değinen örnek sözleşmeler görüyor olacaksınız. İlk adımda, ebeveynler olarak çocuklarınıza, onların haklarını gözeten ve katılımlarının, fikirlerinin bu konuda ne kadar önemli olduğunu ifade eden bir konuşma yaparak başlayabilirsiniz. Ardından aşağıdaki örnek maddelerden yararlanarak, sınır koymayı başarabilme, çocuğunuzun üzerine koruyucu bir pelerin giydirebilme, sosyal medya araçlarının kullanım yaşı konusunda çocuğunuzla söz birliği oluşturabilme, sosyal medya ya da internetin aşırı kullanımı gibi konularda temel aile kurallarınızı belirleyebilirsiniz.

 ÇOCUKLAR İÇİN KORUYUCU SOSYAL MEDYA SÖZLEŞMESİ ÖRNEĞİ
 1) Kişisel bilgilerimi internette kesinlikle paylaşmayacağım.
2) Aileme kendim için uygun programlar konusunda danışarak, onaylamadıkları hiçbir programı indirmeyeceğim.
3) Ailemin düzenli olarak sosyal medya faaliyetlerimi kontrol etmesine, internet bilgilerimi ve güvenlik ayarlarımı düzenlemesine izin vereceğim.
4) Ailemden habersiz olarak şifremi değiştirmeyeceğim, şifremi arkadaşlarıma vermeyeceğim ve gizli hesaplar açmayacağım.
5) Ailemin haberi olmayan hiçbir chat odasına girmeyeceğim ve kişisel olarak tanımadığım insanlarla sohbet etmeyeceğim.
6) Internet kullanımımı ödevlerim veya internette yapılması gereken projelerim olmadığı sürece günlük en fazla 2 saat ile sınırlayacağım. Akşam saat 9'dan sonra internet kullanmayacağım.
7) Arkadaşlarımı ya da kendimin uygunsuz fotoğraflarını çekmeyeceğim ve/veya sosyal medyada yayınlamayacağım. Sosyal medyada paylaştığım her şeyin herkes tarafından görülmesinde hiçbir sakınca olmayan şeyler olmasına dikkat edeceğim.
8) Sosyal medyayı arkadaşlarımla dalga geçmek veya başka insanları aşağılamak için kullanmayacağım. 
9) Sosyal medyada nerede olduğumu tam olarak gösterir bilgileri paylaşmayacağım.
10) Herhangi bir kanaldan beni tehdit eden, korkutan bir mesaj aldığımda cezalandırma endişesine kapılmadan bunu ailemle paylaşacağım.
11) Eğer internette yaşıma uygun olmayan fotoğraflara ve/veya videolara denk gelirsem interneti hemen kapatacağım ve seyretmeyi bırakacağım.
Unutmamamız gereken noktalardan biri de sözleşmelerin sadece çocuk ve ebeveyn ilişkisi arasında değil, maddeleri yaşa ve ihtiyaca uyumlu hale getirerek, aynı zamanda çiftler ve aile içerisindeki diğer üyeler arasında da düzenlenebileceğidir. Özellikle sosyal medya bağımlılığının ilişkisel işlevsizliğe neden olma tehlikesi söz konusu olduğunda, sözleşmeler oldukça etkili bir müdahale tekniği olarak kullanılabilir. 
Aşağıda bu kez aileler için oluşturulmuş olan örnek bir sözleşme göreceksiniz, siz de ailenize özel bir sözleşme düzenleyebilir ve aile ilişkilerinizin sosyal medya araçları tarafından zarar görmesini engellemek adına önlem alabilirsiniz. Sözleşme sonrasında ise zaman zaman bu maddeleri hatırlamak, sözleşmenin hazırlandığı katılımcı ve eşitlikçi ortama geri dönerek yeniden yapılandırmak aşırı sosyal medya kullanımını önlemek için oldukça koruyucu bir adım olabilir. Sözleşmeler içerisindeki maddeler düzenlenirken, aile dinamiklerinin değerlendirilmesi ve her bir bireyin katılımının sağlanabilmesi, hem çiftler arası, hem ebeveyn çocuk, hem de çocuklar arası ilişkilerde olumlu değişim sağlanmasının en önemli yollarından biri olabilir.

Aile İçin Koruyucu Sosyal Medya Sözleşmesi Örneği
 1) Yemek saatlerinde teknoloji kullanmayacağız ve bu saatleri aile saatleri olarak geçireceğiz.
2) Tatiller ve hafta sonları mutlaka teknoloji kullanmayacağımız zaman dilimleri olacak ve buna özen göstermeye dikkat edeceğiz.
3) Araba kullanırken hiçbir biçimde telefonda konuşmayacağız ya da mesaj atmayacağız.
4) Açık mekanlarda başkalarını rahatsız edecek şekilde yüksek sesle sosyal medya kullanmayacağız.
5) Arabaları ya da sesleri duymayacağımız bir şekilde kulaklık takıp yüksek sesle müzik dinleyerek yolda yürümeyeceğiz/ araba kullanmayacağız.
6) Yaşadığımız her anın fotoğrafını/videosunu çekmeyeceğiz. O anın keyfini çıkaracağız. Teknoloji olmadan da anılar değerledir ve bizimle kalır.
7) Başkalarının fotoğraflarını izinsiz olarak (aile üyeleri dahil) paylaşmayacağız.
Sonuç olarak, alınan bu koruyucu önlemlere ve yönlendirmelere rağmen “sosyal medya bağımlılığının” devam ettiği ya da belirtilerinin görülmeye değer düzeye geldiği durumlarda konu ile ilgili bir uzmandan bireysel danışmanlık ve ya psikoterapi hizmet almak oldukça önemlidir. Unutmayalım ki sosyal medya bağımlılığı olan her bir bireyin, tıpkı diğer bağımlılık çeşitlerinde karşılaşılan sonuçlarda olduğu gibi hayatları ve ilişkiler derinden etkilenebilir. Bu nedenle uzman desteğine ek olarak, aile ve sosyal destek mekanizmalarının oluşturulması ve bireyin yakın çevresinin bu konuda duyarlılık göstermesi tedavi sürecinin en önemli evrelerindendir.”


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder